Amaç: Son yıllarda kronik lenfositik lösemili hastaların yönetiminde pek çok yeni ajan yer almaya başlamıştır. CD20’ye karşı geliştirilen antikorlara; ibrutinib, idelalisib ve venetoclax gibi farklı hedeflere yönelik yeni moleküllerin de eklenmesi ile tedavi algoritmaları hızla değişmiştir. Bu çalışmada, koronavirüs pandemisi öncesi merkezimizdeki kronik lenfositik lösemi tedavi yaklaşımlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Merkezimizde 01 Ekim 2018 ile 31 Aralık 2019 tarihleri arasında kronik lenfositik lösemi tanısı ile takip edilmiş olan hastalar retrospektif olarak incelenmiştir. Takip ve tedavi verisine ulaşılabilen, 18 yaş ve üzerindeki tüm hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Tanısı kesinleşmemiş olgular, takibi merkezimiz dışında yapılanlar, takip ve tedavi verisine ulaşılamayan olgular ve tedavisi çalışma aralığından önce başlanmış olan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Tüm datalar hastanemizde hasta takibi için kullanılmakta olan elektronik veri tabanından alınmıştır. Bulgular: Toplam 138 (85 erkek, 53 kadın) hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Olguların yaş ortalaması 65 (35-88)’dir. Tedavi almış olan 28 olgu için ileri analizler yapılmıştır. Hastaların %64’ünde birinci basamak tedavi uygulanırken, %32’sinin relaps/refrakter kronik lenfositik lösemi nedeni ile tedavi almakta olduğu görülmüştür. Birinci basamakta en sık uygulanan protokoller bendamustin, rituximab (%39) ve fludarabin, siklofosfamid, rituximab (%33)’ dır. Relaps/refrakter hastalık için tedavi uygulanan hastalarda ise ibrutinib (%78) ve venetoclax (%22) kullanıldığı görülmüştür. Sonuç: Kronik lenfositik lösemili hastalarda birinci basamakta öncelikle rituximab içeren bir kemoimmunoterapi protokolünün tercih edildiği, relaps/refrakter hastaların tamamında ise hedefe yönelik yeni moleküllerin uygulandığı görülmüştür. Mevcut klinik pratiğimiz güncel kılavuzlara paralel olup, yeni moleküllerin geri ödeme koşullarının uygun olduğu tüm hastalarda tercih edilmiş olması, ilerleyen yıllarda kronik lenfositik lösemi tedavi protokollerimizde hedefe yönelik moleküllerin kemoterapinin yerini alacağını düşündürmektedir.
Bu çalışma herhangi bir kurum yada kuruluş tarafından desteklenmemiştir.
Aim: Many new agents have started to take place in the management of patients with chronic lymphocytic leukemia in recent years. Following the antibodies developed against CD20 and the new targeting molecules such as ibrutinib, idelalisib and venetoclax, treatment algorithms have changed rapidly. In this study, it was aimed to determine chronic lymphocytic leukemia treatment approaches in our center before the coronavirus pandemic. Method: Patients who were followed up with a diagnosis of chronic lymphocytic leukemia between October 01, 2018 and December 31, 2019 were analyzed retrospectively in our center. All adult patients aged 18 years and over, whose follow-up and treatment data were available, were included in the study. Patients, whose diagnosis was not confirmed, treatment was initiated before the study interval and who were followed at an external center, were excluded. All data were gathered from the electronic database used for patient follow-up in our hospital. Results: A total of 138 (85 men, 53 women) patients were included in the study. The mean age of the cases was 65 (35-88) years. Further analyzes were made for 28 cases who received treatment. Among these patients, 64% received first-line treatment, while 32% were treated for relapse/refractory disease. The most common protocols used in the first line were bendamustine, rituximab (39%) and fludarabine, cyclophosphamide, rituximab (33%). Considering relapsed /refractory disease ibrutinib (%78) and venetoclax (22%) were the drugs used. Conclusion: It was observed that a chemoimmunotherapy protocol containing rituximab was primarily preferred in the first line treatment of chronic lymphocytic leukemia and targeted new molecules were applied in all relapsed/refractory patients. Our algorithms were in line with the current guidelines. As the new molecules were preferred in all patients with suitable reimbursement conditions, we think that targeted molecules will replace chemotherapy in further time.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 5 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 16 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 1 |
MEÜ
Sağlık Bilimleri Dergisi Doç.Dr. Gönül Aslan'ın Editörlüğünde Mersin
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsüne bağlı olarak 2008 yılında
yayımlanmaya başlanmıştır. Prof.Dr. Gönül Aslan Mart 2015 tarihinde Başeditörlük görevine Prof.Dr.
Caferi Tayyar Şaşmaz'a devretmiştir. 01 Ocak 2023 tarihinde Prof.Dr. C. Tayyar Şaşmaz Başeditörlük görevini Prof.Dr. Özlem İzci Ay'a devretmiştir.
Yılda üç sayı olarak (Nisan - Ağustos - Aralık) yayımlanan dergi multisektöryal hakemli bir bilimsel dergidir. Dergide araştırma makaleleri yanında derleme, olgu sunumu ve editöre mektup tipinde bilimsel yazılar yayımlanmaktadır. Yayın hayatına başladığı günden beri eposta yoluyla yayın alan ve hem online hem de basılı olarak yayımlanan dergimiz, Mayıs 2014 sayısından itibaren sadece online olarak yayımlanmaya başlamıştır. TÜBİTAK-ULAKBİM Dergi Park ile Nisan 2015 tarihinde yapılan Katılım Sözleşmesi sonrasında online yayın kabul ve değerlendirme sürecine geçmiştir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 16 Kasım 2011'dan beri Türkiye Atıf Dizini tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2016 birinci sayıdan itibaren ULAKBİM Tıp Veri Tabanı tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 02 Ekim 2019'dan beri DOAJ tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 23 Mart 2021'den beri EBSCO tarafından indekslenmektedir.
Dergimiz açık erişim politikasını benimsemiş olup, dergimizde makale başvuru, değerlendirme ve yayınlanma aşamasında ücret talep edilmemektedir. Dergimizde yayımlanan makalelerin tamamına ücretsiz olarak Arşivden erişilebilmektedir.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.