Amaç: Kuduz riskli hayvan teması, toplumumuzda çocukları etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu çalışmada kuduz riskli hayvan teması sonrası, hastanemize başvuran çocuk olguların epidemiyolojik özelliklerinin ve temas sonrası profilaksi uygulamalarının gözden geçirilmesi amaçlandı. Yöntem: Geriye dönük arşiv taraması yapılan bu çalışmaya Ocak 2023-Haziran 2023 tarihleri arasında çocuk polikliniklerine kuduz riskli temas nedeniyle başvuran 0–18 yaş arasındaki çocuklar dahil edildi. Çocukların yaş ve cinsiyet özellikleri, hayvan ile temas eden vücut bölümü, kuduz risk kategorisi; temas edilen hayvanın türü ve sahipli olup olmama durumu, kuduz aşısı ve immunglobulin uygulamaları kaydedildi. Sayı ve yüzdeler tanımlayıcı istatistikler olarak sunuldu. Bulgular: Çalışmaya 672 olgu dahil edildi, 372'si (%55.4) erkek ve 300'ü (%44.6) kızdı. Yaş ortalaması 106.98±54.56 aydı. Olguların %73.7’sinde (n= 495) kedi, %26.2’sinde (n= 176) köpek, %0.1’inde (n= 1) yarasa teması mevcuttu. Temas edilen hayvanların 113’ ü (%16.8) sahipliydi. En sık temas eden vücut bölgesi üst ekstremitelerdi (%67.5). Olguların %92.1’i (n= 619) temas tipine göre kategori 2 sınıflanmasında yer aldı. Olguların 362’sine (%53.9) sadece kuduz aşısı, 221’ine (%32.9) kuduz aşısı ve tetanoz aşısı, 41’ine (%6.1) kuduz aşışı, kuduz immunglobulini ve tetanoz aşısı, 31‘ine (%4.6) kuduz aşısı ve kuduz immunglobulini, 5’ine (%0.7) kuduz aşısı, kuduz immunglobulini ve tetanoz immunglobulini uygulanmış idi. Olgularda komplikasyon ve mortalite gözlenmedi. Sonuç: Bu çalışmada, çocukların temas ettikleri hayvanların büyük kısmının sahipli olmadığı ve temas tipinin çoğunlukla deri altına geçmeyen yaralanmalar (küçük tırmalama veya zedeleme) şeklinde olduğu saptanmıştır. Kuduz riskli hayvan teması ve kuduz günümüzde ciddi bir halk sağlık sorunu olmaya devam etmektedir.
Aim: Rabies-risk animal contact is a significant public health issue affecting children in our society. This study aimed to review the epidemiologic data characteristics and post-contact prophylaxis practices of pediatric cases admitted to our hospital following contact with rabies-risk animals. Method: This retrospective study included children aged 0-18 years who presented to pediatric outpatient clinics between January 2023 and June 2023 due to rabies risk contact. The age and gender characteristics of the children, the body part in contact with the animal, rabies risk category, type of animal contacted and whether the animal was owned or not, rabies vaccine and immunoglobulin applications were recorded. Numbers and percentages were presented as descriptive statistics. Results: The study included 672 patients, 372 (55.4%) were boys and 300 (44.6%) were girls. The mean age was 106.98±54.56 months. In 73.7% (n=495) of the cases, contact was with a cat, 26.2% (n=176) with a dog, and 0.1% (n=1) with a bat. Of the contacted animals, 113 (16.8%) were owned. The most frequently contacted body part was the upper extremities with 67.5% (n=454). 92.1% (n=619) of the cases were classified as category 2 according to contact type. Of the cases, 362 (53.9%) received only rabies vaccine, 221 (32.9%) received rabies vaccine and tetanus vaccine, 41 (6. 1%) received rabies vaccine, rabies immunoglobulin and tetanus vaccine, 31 (%4.6) received rabies vaccine and rabies immunoglobulin, and 5 (0.7%) received rabies vaccine, rabies immunoglobulin and tetanus immunoglobulin. No complications and mortality were observed. Conclusion: In this study, it was found that most of the animals that children came into contact with were not owned and the type of contact was mostly subcutaneous injuries (minor scratching or bruising). Rabies-risk animal contact and rabies remain a serious public health problem issue today.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 2 Ağustos 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 16 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 11 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 17 Sayı: 2 |
MEÜ
Sağlık Bilimleri Dergisi Doç.Dr. Gönül Aslan'ın Editörlüğünde Mersin
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsüne bağlı olarak 2008 yılında
yayımlanmaya başlanmıştır. Prof.Dr. Gönül Aslan Mart 2015 tarihinde Başeditörlük görevine Prof.Dr.
Caferi Tayyar Şaşmaz'a devretmiştir. 01 Ocak 2023 tarihinde Prof.Dr. C. Tayyar Şaşmaz Başeditörlük görevini Prof.Dr. Özlem İzci Ay'a devretmiştir.
Yılda üç sayı olarak (Nisan - Ağustos - Aralık) yayımlanan dergi multisektöryal hakemli bir bilimsel dergidir. Dergide araştırma makaleleri yanında derleme, olgu sunumu ve editöre mektup tipinde bilimsel yazılar yayımlanmaktadır. Yayın hayatına başladığı günden beri eposta yoluyla yayın alan ve hem online hem de basılı olarak yayımlanan dergimiz, Mayıs 2014 sayısından itibaren sadece online olarak yayımlanmaya başlamıştır. TÜBİTAK-ULAKBİM Dergi Park ile Nisan 2015 tarihinde yapılan Katılım Sözleşmesi sonrasında online yayın kabul ve değerlendirme sürecine geçmiştir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 16 Kasım 2011'dan beri Türkiye Atıf Dizini tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2016 birinci sayıdan itibaren ULAKBİM Tıp Veri Tabanı tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 02 Ekim 2019'dan beri DOAJ tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 23 Mart 2021'den beri EBSCO tarafından indekslenmektedir.
Dergimiz açık erişim politikasını benimsemiş olup, dergimizde makale başvuru, değerlendirme ve yayınlanma aşamasında ücret talep edilmemektedir. Dergimizde yayımlanan makalelerin tamamına ücretsiz olarak Arşivden erişilebilmektedir.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.