Bu makalede anlamın salt kişinin kendi deneyiminde olduğuna yönelik solipsizmin iddialarına karşı olarak çağdaş Fransız felsefesinde Michél Foucault’un tarihsel/toplumsal apriori kavramıyla klasik Arap gramerinde edatlar bağlamında geçen ahd-i zihnî/hâricî kavramları arasında bir bağlantı kurmayı denedik. Söz konusu bağlantı kurmaktan maksadımız hem birbiri ile alakalı olduğunu düşündüğümüz ama hiçbir çalışmada aralarında bağlantı kurulduğunu göremediğimiz iki kavram arasında anlamlı bir bağlantının imkânını soruşturmak hem de anlamın tarihsel ve toplumsal olduğuna yönelik iddiaları söz konusu iki kavramla desteklemektir. Bunun yanında metinde solipsizme karşı olarak konumlandırdığımız ahd-i zihnî ile Ludwig Wittgenstein’ın dil oyunları, aile benzerlikleri ve yaşam formları arasında bir ilişki kurmaya çalıştık. Zira makalede göstereceğimiz üzere kelimelerin, dil oyunlarının dışında evrensel ve tarih üstü bir anlamı olmadığı, dil oyunlarının dil hakkında bir ahd-i zihnînin yani uzlaşmanın sağlanması olduğunu ortaya koymayı denedik. Buradaki uzlaşma ise salt düşünsel bir uzlaşma değil, yaşam biçimlerinin uzlaşmasıdır.
tarihsel apriori toplumsal apriori solipsizm ahd-i zihnî ahd-i hâricî
In this article, as opposed to the solipsistic claim that meaning is only in one’s own experience, we attempt to establish a connection between the concepts of historical/social a priori in contemporary French philosophy and the concepts of ahd zihnî/hâricî in the classical Arabic grammar in the context of prepositions. The purpose we have in establishing such a connection is to investigate the possibility of a meaningful connection between the two concepts that we consider to be related to each other. Besides, we have not seen any attempt of establishing such connection between the said couple of concepts in any study. We also aim to support, by means of these two concepts in question, the claim that meaning has essentially a historical and social character. We also attempt to establish a relationship between the ahd zihnî (a type of mental consensus) we consider to be against solipsism and the language games, family resemblances and life forms of Ludwig Wittgenstein. In accordance with that, as we will show in the article, we argue that words do not have a universal and historical significance other than language games, and that language games provide an ahd zihnî (a mental consensus) about language. The reconciliation here is not a mere intellectual reconciliation, but an agreement about lifestyles.
historical a priori social a priori solipsism ahd zihnî ahd hâricî
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma/İnceleme Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 29 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 |