Due to reasons such as migration, economy, politics, people have sometimes interacted with more than one language. This situation has also given rise to multilingualism. Multilingualism is a situation that involves being competent in more than one language. The concept of emotional intelligence forms the basis of knowing oneself and being able to effectively control one's emotions. The aim of the research is to examine the emotional intelligence levels of teachers who know more than one language and teachers who know only one language. For this purpose, a case study, one of the qualitative research designs, was used. In order to collect the data, a semi-structured interview form prepared by the researchers by obtaining expert opinions was applied to the teachers in the study group. The obtained data was analyzed using content analysis and the levels of self-awareness, self-regulation, motivation, empathy and social skills in the teachers were revealed. While the levels in question were revealed, the teachers' definitions of their emotional intelligence competencies and their comments about their own levels were included through direct quotations. These levels were graded as bad/not sufficient, normal/sufficient, above normal and high/good according to the teachers' answers. According to the research results, although there are some differences according to the competence areas of emotional intelligence, it was concluded that being multilingual does not have any negative effect on emotional intelligence. In addition, it was seen that especially the emotional intelligence levels of trilingual and quadrilingual teachers were much better based on their responses to the survey questions and their interpretations of their own levels. The research results were compared with similar studies and various suggestions were made.
Göç, ekonomi, politika gibi sebeplerle insanlar kimi zaman birden fazla dil ile etkileşim hâlinde olmuşlardır. Bu durum da çok dilliliği ortaya çıkarmıştır. Çok dillilik birden fazla dilde yetkin olmayı içeren bir durumdur. Duygusal zekâ kavramı ise kendini tanımanın ve duygularını etkili şekilde kontrol edebilmenin temelini oluşturur. Araştırmanın amacı birden fazla dil bilen öğretmenlerin ve tek dil bilen öğretmenlerin duygusal zekâ düzeylerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Verilerin toplanması için uzman görüşleri alınarak araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu çalışma grubunda yer alan öğretmenlere uygulanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi kullanılarak analiz edilmiş ve öğretmenlerdeki öz bilinç, kendine çekidüzen verme, motivasyon, empati ve sosyal becerilerin düzeyleri ortaya konmuştur. Söz konusu düzeyler ortaya konulurken öğretmenlerin duygusal zekâ yeterlilikleriyle ilgili tanımlamalarına ve kendi düzeyleriyle ilgili yorumlamalarına doğrudan alıntı yoluyla yer verilmiştir. Bu düzeyler öğretmenlerin cevaplarına göre kötü/yeterli değil, normal/yeterli, normalin üstü ve yüksek/iyi şeklinde derecelendirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre duygusal zekânın yeterlilik alanlarına göre bazı farklılıklar olsa da çok dilli olmanın duygusal zekâya en azından herhangi bir negatif etki oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında özellikle üç dilli ve dört dilli öğretmenlerin duygusal zekâ düzeylerinin anket sorularına verdikleri yanıtlardan ve kendi düzeyleriyle ilgili yorumlamalarından hareketle çok daha iyi olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçları benzer araştırmalarla kıyaslanarak çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Bu araştırmanın etik açısından uygunluğu için Siirt Üniversitesi Etik Kurulundan 31.05.2024 tarih ve 7029 sayılı etik kurul onayı alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkçe Eğitimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 |