Ritüel davranışlar ve ritüellik insanın toplumsal yaşamının önemli bir unsuru, insan davranışının ayırıcı bir özelliği olarak belirir. Bilindiği gibi, 19. yüzyılın sonundan beri Ritüel ve Ritüellik kavramları, sosyoloji, kültürel antropoloji, etnoloji, teoloji, psikososyoloji gibi farklı alanlarda sürdürülen çalışmaların merkezinde yer almıştır. Bu çerçevede bazen kutsal ile olan ilişkileri üzerinde durulmuş (Durkheim), bazen simgesel birer eylem olarak tanımlanmış (Mauss), bazen kurumsal eylem olarak öne çıkarılmış (Bourdieu), bazen de geçiş ritüelleri olarak sınıflandırılmışlardır (Van Gennep). Hangi bağlamda ele alınırsa alınsın, bu ritüel davranışların, tarihsel ve toplumsal değişime paralel olarak bir değişim içine girdiği, yenilendiği gözlemlenir. Hatta bu değişim içinde yok olan ritüel davranışlardan da söz etmek olanaklıdır. Ancak her durumda, ritüel davranışlar insan davranışının yadsınamaz bir özelliği olmayı sürdürürler. Dolayısıyla onların değişim ya da yok oluş süreci insan davranışlarını anlamlandırma ya da açıklama sürecinde kaçınılmaz olur. Bu sürecin anlaşılması, beraberinde birkaç kavramın anlaşılmasını ve doğru ilişkilendirilmesini de gerekli kılar. Bu çerçevede, “çağdaş ritüellik” üzerine çalışmalar sürdüren Fransız sosyolog Jean-Yves Dartiguenave’ın Ritüel Davranışlar ve Ritüellik başlıklı eseri önemli bir görev üstlenir. Bu eserde Dartiguenave, fenomenolojik bir bakış açısı benimseyerek daha çok anlambilimsel betimlemelerle, ritüellik süreçlerini kavramlar üzerinden kuramsal bir temele oturtmaya çalışır ve toplumbilimselden ziyade antropolojik bir tutumla ritüelliğin epistemolojik temellerini Jean Gagnepain’in dolayım kuramı üzerinden konumlandırmaya özen gösterir. Ritüel, ritüellik, ritüelsel gibi kavramları ve ilintili oldukları bazı kavramlarla (ussallık, başkalık, kültürleştirme gibi) kurulan ilişkileri ele alan araştırmacı, ritüelliğin anlamsal değişimini, sapmasını da bir süreç olarak ele alır. Dartiguenave’a göre doğal tutum olarak ritüel-leşen, kültürleştirme sürecidir. Kültürleştirmeyi, bir toplumdaki değerler ya da davranış biçimlerini değiştirmek olarak değil, insanın doğal bir veriyi bir anlamla donatması sürecine karşılık olarak öne çıkarır. Dolayısıyla kültürleşme başkalığa, toplumsal alışverişleri anlamlandırmaya, yeni bir uzlaşı sürecine olanak sağlar. Araştırmacı, yapısal-işlevsel bir bakış açısını, ritüel ve ritüellik konusunda şimdiye kadar benimsenmiş tanımlamaları bir yana bırakarak ritüelliği kendi içsel mantığı içerisinde kavramaya çalışırken doğa ve kültür arasında kurulan ilişkiyi odağa alır. Bu çalışmada, Dartiguenave’ın eserinden hareketle, doğal olanın kültürleştirilmesi süreci bağlamında, bir yeniden yorumlama ve kendine mal etme olarak ele alınan söz konusu süreç ve onunla ilintili kavram/kavramların değişimlerinin, sapmalarının, dönüşümlerinin neler oldukları yanında göze çarpan nedenlerinden söz edilecek, ritüelin, ötekiyle bağ kurma gibi temel bir işlevini, dolayısıyla anlamını yitirmeye başladığında toplumsal bir biçim olmaktan uzaklaştığının, yeni koşullarda Ritüelin bildik içeriğinden koptuğunun ancak inanışlardaki zayıflamanın, simgesel anlamın bozulmasının ritüellerin tümüyle ortadan kalkması için yeterli olmadığının, ritüellerin sorunsallaştığının altı çizilecek, Ritüelliğin kavramsal işleyişinin bir metinlerarası-lık, bir söylemlerarasılık sürecinden uzak olmadığı olgusuna vurgu yapılacaktır.
Jean-Yves Dartiguenave Rites et Ritualité Essai sur l ritüel ritüellik doğallaşma/kültürleşme.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 17 Sayı: 131 |