Chests are a significant area of handicraft production. These items, imbued with various meanings in folk culture and acquiring special significance in daily life, serve as a medium reflecting diverse taste. Moreo- ver, they stand out as objects that reveal the enduring common tastes of folk art, accepted through repetition over centuries. Due to being the safest place to store belongings, chests have been preferred by all segments of Ottoman society and found in every household. The word sandık (chest) has entered Turkish from Arabic. These objects, made of various types of wood such as cedar, walnut, ebony, oak, chestnut, juniper, apple, etc. have stood out both in everyday use and on special occasions. Although chests can be grouped in general as goods chests, ammunition chests and dowry chests, it is possible to increase these general groups as the meth- ods of use change. Chests hold a significant place in folk culture, especially as indispensable objects in rituals such as marriage ceremonies. In this regard, dowry chests stand out. These chests are furniture in which dowries are placed and also displayed. The traces of this cultural tradition of carrying the dowry and display- ing it, which is still alive in Anatolia, can be found in proverbs, idioms and folk poems (mâni). In the Ottoman world, chests do not appear as items preferred only by rural people but also by the palace elite, as it is evident both through museum collections and written documents. It has been determined through the works in muse- um collections and written documents that the palace gentry, as well as the countryside, used chests, and their use by the courtiers was also the subject of book illustrations of the period. These illustrations portray the transportation of gifts in chests. Such illustrations are remarkable historical documents proving the use of chests during that period. Chests have been decorated by artists using different techniques and materials. In our study, we primarily focus on examining painted chests. Although we have encountered a significant number of examples during our research, we made a selection among them for analysis. While the selected examples are primarily Anatolian, a piece from the capital city has also been included and examined within the context of folk culture. The place of chests within folk culture has been addressed in various sources. However, except for a few limited examples, unfortunately, painted chests have not been thoroughly studied or no grouping work has been published regarding their themes. As part of our research, many works have been identified at antique shops and auction companies in order to access examples. These painted chests mostly consist of dowry chests. Painted chests are divided into groups based on their decorations. These include geometric motifs, floral motifs, vase arrangements, architectural depictions, landscape paintings and depictions of transportation vehicles. Determining the region and period in which the artworks were produced will form the main framework of the research. However, it is a well-known fact that during the Ottoman era, the decorative art of “bezeme” progressed in parallel across all art forms regardless of the materials used. In this context, we will also examine the common artistic world of artists working with different materials. The paintings on the examined chests within the scope of this study not only reflect the artistic understanding of the period, but also provide insights into both palace and folk art with their common repertoire and shared styles. In the course of the research, similarities have been pointed out in terms of themes and styles between chest paintings and mural paintings. The article examines the illustrated ones thematically and the art world of the period is revealed by comparing them with paintings.
El sanatlarının öne çıkan üretim alanlarından biri sandıklardır. Halk kültüründe kendisine çeşitli anlam- lar yüklenen, gündelik hayatın içerisinde özel manalar kazanan bu eşya farklı beğenileri yansıtan bir mecra olarak dikkat çekmektedir. Aynı zamanda halk sanatının belirli tekrarları ve yüzyıllar içerisinde kabullenilen ortak beğenilerinin izlerini takip edebildiğimiz nesnelerden biri olarak da öne çıkmaktadır. Eşyaların en güvenli saklandığı yerlerin sandıklar olması nedeniyle Osmanlı halkının her kesimi tarafından tercih edilmiş ve evlerinde mutlaka yer almıştır. “Sandık” kelime olarak incelendiğinde Arapçadan Türkçeye girdiği anla- şılmaktadır. Servi, ceviz, abanoz, meşe, kestane, ardıç, elma vb. ağaçlarla yapılan söz konusu nesne halkın hem gündelik kullanımında hem de özel günlerinde öne çıkmıştır. Sandıklarda mal sandığı, cephane sandığı ve çeyiz sandığı olmak üzere genel bir sınıflandırmaya gidilebilmekle birlikte kullanım yöntemleri değiştikçe de bu genel grupları çoğaltmak mümkündür. Halk kültüründe sandıkların önemli bir yeri vardır ve özellikle evlilik gibi ritüellerin vazgeçilmez bir nesnesi olduğu için bu hususta çeyiz sandıkları öne çıkmaktadır. Çeyi- zin konulduğu ve aynı zamanda sergilenmesine yardımcı olan bir mobilya olması ile de önem arz etmektedir. Çeyiz taşıma, çeyiz açma/serme gibi Anadolu’da hâlâ yaşayan bu kültürün izleri atasözlerinde, deyimlerde ve mânilerde bulunabilmektedir. Osmanlı toplum yapısında sandıklar sadece taşra insanının tercih ettiği bir eşya olarak karşımıza çıkmaz. Taşranın yanı sıra saray eşrafının da sandık kullandığı hem müze koleksiyonlarında- ki eserler aracılığıyla hem de yazılı belgeler doğrultusunda tespit edilmiştir ve sarayda yaşayanlar tarafından kullanılması dönemin kitap resimlerine de konu olmuştur. Bu betimlemelerde hediyelerin taşındığı eşyalar olarak görselleştirilmiştir ve söz konusu resimler bahsi geçen malzemenin kullanımını gösteren dönem belge- leridir. Sandıklar sanatçılar tarafından farklı teknik ve malzemelerle süslenmiştir. Çalışmamızda temel olarak resimli olanlar incelenecektir. Araştırmalarımız sonucunda çok sayıda örnek saptanmakla birlikte bunlardan bir seçki yapılmıştır. Seçilenler özellikle Anadolu örnekleri olsa da bir başkent eserine de yer verilmiş ve halk kültürü içinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Ancak resimli olanların yayınlarda sadece birkaç sınırlı örnekle tanıtıldığı ve temaları üzerine herhangi bir gruplama çalışması yapılmadığı görülmüştür. Araştırmamız kap- samında farklı örneklere ulaşabilmek amacıyla hem antikacılarda hem de müzayede şirketlerinde yapılan araştırmalarda birçok eser saptanmış ve resimlenen bu sandıkların genellikle çeyiz sandıklarından oluştuğu sonucuna varılmıştır. Resimli sandıklar bezemelerine göre kendi içerisinde gruplara ayrılmaktadır. Bunlar geometrik bezemeler, bitkisel bezemeler, vazo düzenlemeleri, yapı tasvirleri, manzara resimleri ve ulaşım araçlarının tasvirlerinden oluşmaktadır. Eserlerin üretildikleri bölge ve dönemi üzerine bir saptama yapmak araştırmamızın ana iskeletini oluşturacaktır. Bununla birlikte Osmanlı döneminde bezeme programının mal- zeme fark etmeksizin tüm sanat dallarında paralel ilerlediği bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda farklı malzeme üzerine çalışan sanatçıların ortak dünyası da irdelenmeye çalışılacaktır. Çalışma kapsamında incelenen örnek- lerin üzerlerindeki resimler dönemin sanat anlayışını yansıtırken ortak repertuvar ve ortak üsluplarla saray ve halk sanatı üzerine fikir sunmaktadır. Araştırma kapsamında yapılan incelemelerde resimli olanlarla duvar resimleri arasında tema ve üslup açısından benzerlikler tespit edilmiştir. Bu makale aracılığıyla hem sandık resimleri tematik olarak incelenecek hem de duvar resimleriyle karşılaştırılarak dönemin sanat dünyası ortaya konulacaktır.
Sandık resimli sandık çeyiz sandığı halk sanatı duvar resmi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel Miras, Arşiv ve Müze Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 18 Sayı: 144 |