Gazzâlî’nin filozofları tekfir ettiği üç
meselenin üçüncüsü olan meâd meselesi, İslam düşünce tarihinde Gazzâlî’yle
başlayan tehâfüt geleneğinin ele alıp incelediği, teolojik ve felsefî bağlamı
olan önemli bir meseledir. Meâd (dönüş,
kıyamet günü insanların yeniden dirilişi) ve ahiret gününe iman hem Yahudiler,
Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında hem de kelamcılar, felsefeciler ve din
âlimleri arasında ortak bir meseledir. Gerek bu üç dinde ve gerekse bahsi geçen
düşünme biçimlerinde kıyamet günü ve yeniden diriliş, dinî inancın ana
konularından ve vazgeçilmez esaslarındandır. Böylesine önemli bir meselenin
tartışılma alanı ve biçimi hiç şüphesiz teolojik ve felsefî birçok meseleyi
yakından ilgilendirmektedir. Bu çalışmada meşşâî bir filozof olan Fârâbî ile
XV. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Hocazâde’nin meâd meselesine dair görüşleri
incelenecektir. Böylelikle farklı dönemlerde yaşamış ve farklı bakış açılarına
sahip iki İslam düşünürünün meâd meselesine dair görüşlerinden yola çıkılarak
bu meselenin İslam düşünce tarihindeki yeri, ele alınış biçimi, sürekliliği ve
dönemler arası geçişte farklı anlamlar kazanıp kazanmadığı gibi hususlar
hakkında değerlendirmeler yapılması amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 12 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 4 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)