Gücün farklı tanımları olduğu gibi görünür ve görünmez birçok biçiminden de söz etmek mümkündür. Bunun sebebi gücün; bireyler tarafından farklı şekillerde tanımlanmış ve zaman içinde toplumsal düzene de yansımış olmasıdır. Bu bağlamda dünya düzeni açısından ‘güç’; öncelikle ekonomik veya siyasi büyüme algısı ile özdeş kılınmış gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta tüm politika ve uygulamalar bu mevcut algı üzerinden düzenlenmiştir. Küreselleşmeyle beraber yaygın olarak kullanılmaya başlayan ‘kalkınma’ kavramının da başta ekonomik ilerleme olmak üzere, batılılaşma, modernleşme gibi ifadelerle aynı manada kullanılması; güç kavramı ile özdeş tutulmasına zemin hazırlamış, ekonomik olarak bağımsız olan tarafın güçlü olduğu görüşü de çoğunlukla kabul görmüştür. Bütün bunlarla beraber var olan patriarkal ideolojinin de etkisiyle gerek uluslararası gerek Türkiye’de yapılan ‘kadın ve kalkınma’ konulu çalışmalarda, düzenlemelerde ve uygulamalarda kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına ve önündeki engellerin kaldırılmasına öncelik verilse de bu düzen içinde kadınlar, iktisadi bir aktör olarak değil büyük ölçüde siyasi ve sosyo-politik sorunlarının çözülmesinde bir unsur olarak görülmüştür.
Kalkınmada Kadınlar Toplumsal Cinsiyet Kadınların Güçlendirilmesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 29 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 10 Sayı: 1 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)