Geçtiğimiz dönemde dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal dönüşümler birçok farklı etkiyi de beraberinde getirmiştir. Kentleşme ve göç olguları ise bu etkilerin somut olarak belki de en önemli sonuçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle göç olgusu ile birlikte kentlerin karşı karşıya olduğu değişim dinamikleri ve kentsel sorunlar dünyada yaşanan farklı gelişmeler nedeniyle gündemi oldukça yoğun şekilde meşgul eden bir gerçekliktir. Öyle ki göç hareketi gerek ülke içerisinde ulusal boyutta olsun gerekse sınırları aşan bir nitelikte uluslararası boyutta olsun genellikle kentlerde sonuçlanan bir süreçtir. Dünyanın farklı bölgelerindeki sığınmacıların büyük çoğunluğunun kentlerde yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda göç olgusunun kent temelli olarak incelenmesi gereken bir konu olduğu da açıktır. 18. yüzyılda Sanayi Devriminin etkisiyle kırsaldan kentlere yaşanan nüfus hareketlilikleri, modern anlamdaki göç hareketlerinin oluşmasını sağlamış ve kentlerin ekonomik, siyasi, toplumsal ve kültürel yapısını derinden etkilemiştir. Bu noktada göç ve kent kuramları bu dönüşümün anlaşılmasında büyük önem taşımaktadır. 2011 yılından bu yana sınır komşusu Suriye’den gelen milyonlarca Suriyeli sığınmacı ile Türkiye benzer bir dönüşümü tecrübe etmektedir. Sınırları içerisinde bulunan Suriyeli sığınmacıların %98’inin farklı kentlerde ikamet ettiği düşünüldüğünde ise bu durumun kentlere olan yansıması oldukça önemlidir. Bu çalışmada Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar özelinde, başlıca kent kuramcılarından yola çıkarak sürecin bir çözümlenmesi temel amaçtır. Kentlerin ortaya çıkışına ilişkin kuramlardan günümüze kentler, içinde doğdukları ekonomik sosyal yapının da bir ürünü olarak sürekli değişirken, dönüşürken, olgusal olarak değişimin ve dönüşümün yönü konusundaki tartışmalarda, göç olgusu ele alınırken bir bütünleşme sorunu olarak esasen sistem eleştirisi üzerinden çözümlenmeye çalışılmıştır. Dünyada görülmemiş bir göç haraketliliği yaşayan Türkiye için ise sorunun hangi kuramsal tartışmalar üzerinden ele alınacağı çok açık değildir. Alandaki belli başlı kent kuramcılarının ekonomi politik olarak bulundukları çerçeveden olaya baktıklarının altı çizilebilir. Açıkçası Türkiye kent kuramcıları açısından bir sosyal laboratuvar durumuna gelmiştir. Çalışma ile söz konusu kentsel sosyal laboratuvarın genel çerçevesi çizilmeye çalışılmakta, başlıca kuramcıların yaklaşımlarının Türkiye için ne anlama geldiği çözümleme konusu yapılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 46 |
.