Giderek daha fazla militarize hale gelen Ortadoğu ve tırmanan gerilimleriyle Doğu Akdeniz Türkiye’nin güvenlik ve dış politik gündemini yakından ilgilendiren konular olmaya devam etmekteyken, NATO üyeliği ve ABD ile olan müttefiklik ilişkilerinin yaşadığı krizler Türkiye için sorgulanmaya devam eden meseleler olarak kalmaktadır. Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarının korunması ve Suriye’de PKK uzantısı yapılanmaların tasfiyesi gibi öncelikli meseleler Türkiye’nin güvenlik politikalarını askeri aktivizm ve milli savunma sanayisinin geliştirilmesi gibi iki sütunda kurmasını zorunlu kılmaktadır.
Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlama noktasında gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlar ile Suriye’deki terör yapılanmaları olarak değerlendirdiği oluşumları temizleme çabaları, Rusya’dan aldığı S400 hava savunma sistemleri ve geliştirdiği geniş çapta ticari ve enerji işbirliği yönelimleri Türkiye’nin otonom bir dış politika üreteceğine dair göstergeler olarak sıralanmaktadır. Türkiye’nin izlediği dış politika çizgisinde ABD gibi müttefikiyle zaman zaman karşı karşıya gelişi, izlenen stratejinin tepkisel mi yoksa bilinçli bir tercihin ürünü mü olduğu sorusunu akla getirmektedir. Her fırsatta NATO’ya olan bağlılığını ifade eden Türkiye’nin ulusal güvenliğine ilişkin olarak herhangi bir risk ortamının oluşmasına izin vermeyeceği aşikar olup, Türkiye politik tavrını uluslararası ortamda her fırsatta net bir şekilde ortaya koymakta ve dış politika icrasında etki sağlayacak askeri gücünü artırmaya yönelik projeleri hayata geçirmektedir.
Güvenlik algısı Savunma sanayi ABD-Türkiye ilişkileri Doğu Akdeniz Suriye Krizi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 22 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |