Geleneksel saray mimarisinin en belirgin özelliklerinden biri, birbirinden bağımsız biçimde konumlanan köşk, pavyon gibi zamanla eklenen yapılarla genişleyip büyümesidir. Doğu’ya özgü motiflerin yeniden ağırlık kazanmaya başladığı 19. yüzyılın son çeyreğinde, yüksek duvarlarla çevrili, denizle ilişkisi koparılan küçük mekânlı kale kent modeline dönüş yaşanmıştır. Yıldız Sarayı, tek bir büyük yapıdan ziyade, çeşitli işlevlere hizmet eden farklı ölçeklerdeki mimari ve kentsel unsurların bir araya getirildiği bir yerleşke olarak tasarlanmıştır. Bu yerleşkede padişahın özel yaşamı ve devlet yönetimi için ayrılmış köşkler ve kasırlar bulunmaktadır. Yönetimle ilişkili kısımlar savunma ve güvenlik birimlerini içerirken, tamirhâne, marangozhâne, demirhâne, kilithâne, ayar ve çini atölyeleri gibi çeşitli üretim ve bakım atölyelerine de yer verilmiştir. Ayrıca mutfak ve kiler gibi servis yapıları; cami ve mescit gibi dinî mekânlar; tiyatro, müze ve kütüphane gibi
kültür-sanat alanları ile birlikte silahhâne, eczahâne ve hayvanat bahçesi gibi çok yönlü işlevler için tasarlanmış yapılar yer almaktadır. Bu çeşitlilik, Yıldız Sarayı’nı hem bir saray kompleksi hem de çok yönlü bir kentsel yerleşim hâline getirmiştir. Yapısal olarak kırsal mimari anlayışı yansıtan mekânlar önceden tasarlanarak tek seferde değil, uzun bir zaman dilimi içinde inşa edilmiş; zamanla yıkılan, yanan, yeniden yapılan yapı ve eklerle birlikte sürekli olarak değişmiş ve sonunda kendi kendine yetebilen, korunaklı ve dışa kapalı bir dünya oluşturulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık Tarihi, Sanat Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 27 |