21’inci yüzyılın başıyla birlikte özellikle gelişmiş ekonomilerde kullanılmaya başlayan “Kurumsal Risk Yönetimi” anlayışı işletmelerdeki risk algısını değiştirmiş ve işletmeleri bölümsel risk algısından bütünsel risk algısına yöneltmiştir. Bunun n edeni bölümsel risk algısında zayıf oldukları risk gruplarına yönelik önlemler almak işletmelerin diğer risk gruplarının etkilerini gözden kaçırma ihtimaller inin bulunmasıdır. Örneğin; bir işletmede karlılığı artırmak için vadeli satışları artırmaya yönelik alınan bir tedbir, likidite veya faaliyet döngüsünde bir bozulmaya neden olabilir.
Kurumsal risk yönetiminde riskleri tanımlayıp sınıflandırmak önemli bir aşama olmakla beraber, bu riskleri ölçmek ve etkilerini belirlemek niceliksel olarak oldukça zordur. Bu nedenle çalışmada öncelikl e risklerin sınıflandırılması aşamasında işletmenin tamamını kapsayacak ve aynı zamanda uygulanması kolay olacak bir risk sınıflandırması yapılmıştır. Bu sınıflandırmada; işletmelerin finansal tablolarından elde edilen oranlar, riskleri temsil edecek değişken olarak kullanılmıştır. İşletmelerin faaliyet döngüsü risklerini temsilen; “Alacak Devir Hızı”, “Ticari Borç Devir Hızı”, “Stok Devir Hızı”, “Dönen Varlık Devir Hızı”, “Toplam Aktif Devir Hızı” ve “Öz Sermaye Devir Hızı” oranları kullanılmıştır. Daha sonra BİST Tekstil Endeksi’nde işlem gören şirketler içerisinde sağlıklı veri elde edilebilen 17 şirketin 2003 – 2014 yılları arasındaki finansal tablolarından yararlanılarak gerekli oranlar tespit edilmiştir.
Şirketlerin karşı karşıya oldukları riskler yani riskleri temsil eden oranlar belirlendikten ve hesaplandıktan sonra alınacak tedbirlerin diğer risk gruplarında yol açacağı etki araştırılmıştır. Bunun için faaliyet döngüsünü temsilen seçilen oranlar i le diğer belirlenmiş risk gruplarını temsil eden oranlar arasında korelasyon analizi yapılmış ve olabilecek etkinin gücü ile yönü belirlenmeye çalışılmıştır.
Yapılan korelasyon analizleri sonucunda, faaliyet döngüsü riskleri ile diğer risk grupları arasında genellemelerden ziyade he r şirket için özel durumların geçerli olduğu, ancak tek tek oranlar ele alındığında ise her şirket için kendi içerisinde genelleme yapılabileceği sonucunda ulaşılmıştır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2017 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |