Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve yeni enerji teknolojilerine yatırım yaparak fosil yakıtlara bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir. Rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin sayısını her geçen gün arttırmakta ve bu santrallerin inşasında yerli üretimi teşvik etmektedir. Trafikte elektrikli araçların sayısını arttırmayı planlamakta ve bu kapsamda yerli elektrikli otomobilini üretmektedir. Bu teknolojilerin yapısından kaynaklı olarak Türkiye’nin hammadde ihtiyacı farklılaşmakta ve artmaktadır. Rüzgâr türbinleri, güneş panelleri, elektrikli araçlar ve enerji depolama birimlerinin üretimi için doğada az miktarda bulunan ve bu nedenle nadir toprak elementleri olarak adlandırılan hammaddelerin yanı sıra lityum, kobalt, bakır, nikel, germanyum, neodimyum gibi kritik minerallere ihtiyaç duymaktadır. Ancak bu kritik minerallerin tedariki, küresel ölçekte artan talep nedeniyle giderek zorlaşmaktadır. Kritik mineraller, diplomatik krizlere neden olmakta ve yeni enerji jeopolitiğinin öznesi haline gelmektedir. Türkiye, yenilenebilir enerji alanındaki hedefleriyle ve yatırımlarıyla mineral arz riski yaşaması kuvvetle muhtemel ülkelerden biridir. Bu kapsamda çalışmada Türkiye’nin enerji dönüşümü ele alınmaktadır ve kritik minerallerin bu dönüşümdeki rolü değerlendirilmektedir. Kritik minerallerin Türkiye’nin enerji güvenliğine etkisini tartışılmaktadır.
Türkiye Enerji Dönüşümü Yenilenebilir Enerji Kritik Mineraller Nadir Toprak Elementleri Enerji Güvenliği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 13 Sayı: 1 |
ISSN: 1309-6087, e-ISSN: 2459-0711
Mukaddime is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).