Kadına yönelik şiddet, cinsiyete dayalı ayrımcılık ile ilişkili toplumsal bir sorundur. Bu şiddetin ulaştığı en uç noktanın bir yansıması ise kadın cinayetleridir. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, hukuk ve kamu yönetimi açısından önemli bir insan hakları ihlali alanı oluşturmaktadır. Bu nedenle de devletin koruyucu/önleyici tedbirler alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Söz konusu yükümlülükler gerek uluslararası sözleşmeler gerekse iç hukukta ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. Ancak bazı durumlarda koruyucu/önleyici tedbirler etkin bir şekilde uygulanmadığı için kadın cinayeti ile sonuçlanan kadına yönelik şiddet olayları yaşanmaktadır. Bu şekilde gerçekleşen olaylardan biri de S.E.’nin 15 Aralık 2013 tarihinde ayrıldığı erkek tarafından öldürülmesidir. Öldürülen kadının ailesi, bu cinayette ihmali bulunan kamu personelinin tespit edilmesi istemiyle gerekli başvuruları yapmış, ancak reddedilmiştir. Bunun üzerine, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 29.09.2021 tarihinde, yaşanan bu kadın cinayetinde kamu görevlilerine ilişkin süreç yönünden Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine karar vermiştir. Söz konusu karar ile Türkiye’de ilk defa bir kadın cinayetinde idarenin koruyucu/önleyici tedbirleri etkin bir şekilde uygulama yükümlülüğü yüksek yargının gündemine gelmiştir. Bu çalışmada, Anayasa Mahkemesi’nin S.E.’nin öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali bulunduğu yönündeki kararı, idarenin sorumluluğu kavramı bağlamında ele alınmıştır.
Kadına yönelik şiddet kadın cinayetleri yaşam hakkı idarenin sorumluluğu Anayasa Mahkemesi
Violence against women is a social problem related to gender-based discrimination. Femicide reflects the extreme point this violence reaches. As violence against women and femicides are an important area of human rights violation in the context of law and public administration the state has an obligation, regulated in detail both in international conventions and in domestic law, to take protective/preventive measures. However, in some cases, there are incidents of violence against women resulting in femicide due to the lack of effective implementation of them. One of the events happened in this way is the murder of S.E. by the man she left on 15.12.2013. Having made the necessary applications for the identification of public personnel negligent in this murder, the family of the murdered woman were rejected. Upon the individual application submitted to the Constitutional Court, The General Assembly of the Constitutional Court decided that the right to live, guaranteed in Article 17 of the Constitution, had been violated through the process regarding the public officials in this femicide on 29.09.2021, in terms of protection and effective investigation obligation. With this decision, for the first time in Turkey, the obligation of the administration to effectively implement protective/preventive measures in a femicide came to the agenda of the high judiciary. In this study, the decision of the Constitutional Court that there was negligence of public officials in the murder of S.E. was discussed in the context of the administrative liability.
violence against women femicides right to live administrative liability The Constitutional Court
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Şubat 2022 |
Kabul Tarihi | 11 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 1 |