World War I meant a serious demographic upheaval for the Ottoman lands. Most of the Ottoman Armenians and also a part of Greek population were deported during the war. Besides, the population living in the eastern border regions was forced to migrate to inner Anatolia because of the Russian advance in the Ottoman lands. This great demographic mobility took another form with the end of World War I since the surviving peoples among the mentioned groups began to return to the district governorates and provinces where they had been living before the war. By 1918, the official policy regarding the deportation was changed in the face of the Ottoman defeat in the war, and the Ottoman government gave permission for Armenian and Greek deportees to return in October 1918. With the permission of the government, the surviving deportees began to return to their homelands. It meant a two-sided population movement for many of the localities. On the one side, the deportees in a locality left there for her/his homeland, and also the returnees began to come to that locality. However, the end of World War I not only led to the return of the deportees, but it also brought the rise of insecurity in many localities. The insecurity problems triggered another wave of migration from the localities towards big coastal cities such as Istanbul, Smyrna and Adana. The Armenian population who had not been deported and the returnees began to flight from inner Anatolia after the permission for the free travel of Armenians. Adana became a center of migration during this process. While Armenians tried to gather in the city, the Ottoman government tried to prevent the Armenian migration to Adana. This process also meant the rise of tensions and conflicts between the Muslims and Armenians. The eastern refugees who migrated to inner Anatolia as a result of Russian occupation in the eastern border lands of the Ottoman Empire also began to return to their lands with the signing of ceasefire agreement between Russia and the Ottoman Empire. They became a part of the demographic movement of the post-World War I period. This article aims to analyze the demographic mobility during the return process in an Ottoman locality, the district governorate of Kayseri. By evaluating this process which has not been evaluated in the historiography until now, it will show the impact of post-World War I period in the demographic transformation of a locality from the Ottoman to Republican era. The main sources are documents from the Ottoman Archives, especially the coded telegrams sent from the localities to the Ministry of Interior. In addition, foreign archival documents are utilized in the analysis of post-war population movements in the district governorate of Kayseri
Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu için çok büyük bir demografik altüst oluş anlamına gelmiştir. Savaş sırasında, çok sayıda Osmanlı Ermenisi ile Rum ahalinin bir kısmı tehcir edilmişti. Diğer yandan, İmparatorluğun doğu sınırlarındaki Rus işgali nedeniyle bölge halkı Anadolu içlerine göç etmek zorunda kalmış, dolayısıyla nüfus içindeki mülteci sayısı önemli miktarlarda artmıştı. Bahsi geçen büyük demografik hareketler, Birinci Dünya Savaşı’nın bitişiyle birlikte bir anlamda nitelik değiştirdi ve zikredilen gruplardan hayatta kalanlar savaş öncesi yaşamakta oldukları vilayet ve sancaklara doğru geri dönüş yoluna çıktılar. Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkacağının kesinleşmesi ile Osmanlı Hükümeti 1918 yılı Ekim ayından itibaren tehcire uğrayan Ermenilerin ve Rumların geri dönüşüne izin vermek durumunda kalmış ve bu iznin ardından tehcir edilen ahali memleketlerine geri dönmeye başlamıştır. Bu durum pek çok bölge açısından iki taraflı nüfus hareketi anlamına geliyordu. Yani, bir yandan bir bölgeye tehcir edilmiş ahali kendi memleketlerine dönüş için oradan ayrılırken, o bölgeden tehcir edilmiş Ermeniler ve Rumlar ise geri geliyorlardı. Ancak belirtilmesi gerekir ki, tehcir edilmiş kişilerin geri dönüşü Birinci Dünya Savaşı sonrası meydana gelen tek nüfus hareketi değildi. Savaş sonrası pek çok bölgede artan asayişsizlik nedeniyle, Anadolu’nun iç kesimlerinden İstanbul, İzmir ve Adana gibi büyük sahil şehirlerine kaçış şeklinde başka bir nüfus hareketi daha yaşanmaktaydı. Şöyle ki; Ermeniler üzerindeki seyahat yasaklarının kaldırılmasının ardından hem tehcir edilmeyip yerlerinde bırakılmış olan Ermeniler hem de tehcirden geri dönenler Anadolu içlerinden kaçmaya başlamıştır. Bu süreçte Adana, göçün yöneldiği önemli bir merkez haline gelmişti. Ermeniler Adana’da yoğunlaşmaya çalışırken, Osmanlı Hükümeti söz konusu yoğunlaşmayı engellemeye çalışmıştır. Süreç bir yandan da Müslümanlar ve Ermeniler arasında artan toplumsal gerginlikler ve çatışmalar anlamına gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya tarafından işgal edilen Osmanlı topraklarından iç bölgelere göç etmek zorunda kalan Şark Mültecileri de Rusya ile imzalanan ateşkes anlaşması sonrası kendi topraklarına dönüş için harekete geçmişlerdir. Şark Mültecileri’nin geri dönüşü de önemli bir nüfus hareketi yaratmıştır. Görüldüğü üzere, Birinci Dünya Savaşı sonrası dönem de tıpkı savaş dönemi gibi çok ciddi bir demografik dönüşüm dönemiydi. Bu makale, Birinci Dünya Savaşı ertesinde meydana gelen demografik hareketliliğin bir Osmanlı kentinde, Kayseri Sancağı’nda nasıl şekillendiğini analiz etmeye çalışacaktır. Böylesi bir inceleme tarih yazıcılığında şimdiye kadar yeterli düzeyde incelenmemiş bir dönemi irdeleyerek, o dönemin bir sancağında nüfus kompozisyonuna odaklanacaktır. Üstelik nüfus kompozisyonundaki değişikliklerin çok özel bir dönemde, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde gerçekleştiği de gözden kaçırılmamalıdır. Bu çalışma için kullanılan başlıca kaynaklar, Osmanlı arşiv belgeleri, özellikle de taşradan Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen şifreli yazışmalar olacaktır. Bunlara ek olarak yabancı devlet arşivlerinden de istifade edilerek Kayseri Sancağı’nda Birinci Dünya Savaşı sonrası meydana gelen nüfus hareketleri incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 39 Sayı: 1 |