Davranışsal iktisatta kullanılan deneysel yöntemler sadece standart kuramın temel
varsayımlarının deney ortamında test edilmesini sağlamamakta, aynı zamanda
standart kuramlara göre her koşulda ve her kurumsal yapıda tutarlı ve değişmez kabul
edilen tercihlerin deney kurgusundaki basit değişiklikler karşısındaki duyarlılığını da
ölçebilmektedir. Bu açıdan, iktisadi laboratuvar ve alan deneylerinde gözlenen toplumsal
cinsiyet temelli tercih farklılıklarının özel bir önemi vardır: Basit ve soyut deney kurgularında
kadın ve erkek denekler arasındaki davranış farklılıklarının, deneylerin kurgulanış
biçimleri ve deneklerin ait olduğu sosyo-kültürel yapılar göz ardı edilerek genelleştirilmesi,
akademik çevreler dışında toplumdaki ve iş hayatındaki kadın-erkek eşitsizliği için bir
meşruiyet aracı olarak kullanılmalarına yol açabilmektedir. Bu yüzden, bu çalışmada kadın
ve erkeklerin deneysel ortamda sergiledikleri davranış farklılıkları; olası çerçeve etkilerine,
toplum bilimsel ve kültürel etmenlere ağırlık verilerek ele alınmıştır. Genel olarak risk alma
davranışı, rekabet karşısında tavır ve sosyal tercih deneylerinin sonuçları çerçeveleme
etkilerinden ve deneklerin seçildiği toplumlardaki toplumsal cinsiyet normlarından
büyük ölçüde etkilenmektedir. Risk alma davranışlarında gözlemlenen farklar, alınan
kararların alındığı bağlama bağlıdır ve gerçek hayatta karşılaşılan iktisadi tercihler belli
bir bağlam içinde tanımlandığından deney ortamındaki soyut şans oyunlarında sergilenen
tavırların iş hayatında da sürdürüleceğini beklemek hatalı olabilmektedir. Ayrıca anasoylu
toplum yapılarından gelen kadınların risk alma davranışının, ataerkil toplumlardan
gelen kadınlarınkinden anlamlı düzeyde farklı olduğu da gösterilmiştir. Rekabet tercihi
deneylerinde ise kadınların rekabetten kaçınma davranışının yarattığı potansiyel iktisadi
verimlilik kaybı, kadınlara eşit temsil garantisi sunulduğunda ortadan kalkabilmekte, bu
olumlu etki pozitif ayrımcılığın getirdiği iktisadi maliyeti de baskılayabilmektedir. Aynı
zamanda, risk davranışında olduğu gibi, anasoylu toplumlarda kadınların rekabete
erkeklerden daha istekli olduğuna dair bulgular, ataerkil toplumlardaki kadınların
rekabetten kaçınma davranışının büyük ölçüde kültürel kaynaklı olduğuna işaret etmektedir.
Sosyal tercih deneylerinde, kadın deneklerin deney ortamındaki değişikliklere erkeklere
nazaran daha duyarlı olduğu gözlemlenmiş, aynı zamanda kadın deneklerin diğer kadın
deneklere gösterdiği ayrımcı tutumun denekler arası sosyal mesafe azaldığında ortadan
kalktığı ve kadınlar arası dayanışmanın güçlendiği gösterilmiştir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği davranışsal iktisat deneyleri risk toplumsal tercihler pozitif ayrımcılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makale / Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 43 Sayı: 2 |