İzmir İktisat Kongresi kararları doğrultusunda, 1925 yılında âşarın kaldırılması kararı
feodal toprak ağalarının baskısı sonucunda gerçekleşmiştir. Ancak bu gelişme, birikime
acilen ihtiyaç duyan sanayileşme faaliyetlerine ters idi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında
sanayiye kaynak aktarımı açısından birikime tek elverişli üretim faktörü tarım idi. Âşarın
kaldırılma sebebi olarak çiftçiler üzerinde mültezim baskısı gösterilmiş olmakla beraber,
mültezimlerin vergi memurlarıyla ikamesi bu sözde gerekçeyi kaldırabilirdi. Âşarın ilgası,
1960 yılında hükümete sunulan Kaldor Raporu’nda da belirtildiği üzere, tarım kesiminin
üst kapasitede kullanılarak sanayiye kaynak aktarım sürecini aksatmıştır. Âşarın
kaldırılması, hem vergileme merkezini hem de kaynak aktarım yönünü ters çevirerek vergi
yükünü kırsal alandan kentsel alana taşımıştır. Âşarın bir başka üstünlüğü de verginin
gerçekleşen gelire değil, potansiyel gelire dayalı olması idi. Verginin bu avantajı, piyasa
sinyallerine tepkisiz kalan sektörün yönlendirilmesinde hükümetin elinde önemli bir
avantajdı. Japonya’da Meiji Restorasyonu deneyimi ve daha birçok ülke deneyimlerinde
de görüldüğü üzere, söz konusu uygulamalar sadece birikim amacıyla en yüksek geliri
sağlamada değil, aynı zamanda ekonomik işleyişin mübadele sisteminden parasal piyasa
sistemine geçirilmesinde de zorlayıcı işlev görebilmiştir.
Âşar İzmir İktisat Kongresi tarım sektörü kamu gelirleri vergi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Yorum |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 43 Sayı: 2 |