Polisin, gücünü aşırı ve kötüye kullanımı sebebiyle insan yaşamına etkide bulunabilecek
fiiller sergileyebilmesi evrensel bir fenomendir. Polis şiddeti ve yozlaşması genelde
polislik sosyolojisi ekseninde polis altkültürüyle açıklanmıştır. Polis altkültürü
tartışmaları memurlar-arası etkileşime odaklanarak yasanın polise emrettiği normatif
davranış kuralları ile asli polislik tarzları ve teamülleri arasındaki kopukluğa dikkat
çeker. İlgili yazın şiddet, rüşvet, ayrımcılık, görevi kötüye kullanma, delillerle oynama
ve benzeri diğer yozlaşmış davranış ve ilişkileri görmezden gelen amir ve memurların
hoşgörü ve kayıtsızlığını besleyen teşkilat içi bir altkültürel dokuya işaret eder. Buna
göre polis altkültürü tartışmaları kader birliği yapan memurların arasındaki ‘kardeşlik’
anlayışının sapkın davranışları ‘sessizlik kanunuyla’ desteklediğini ve yozlaşmış
davranışları rasyonelleştiren ideolojilerin varlığını tartışır. Polisin gayri-hukuki eylem
ve işlemleri, böylece, teşkilat içi koruyu-kollayıcı ‘sessiz’ hoşgörünün sonucu olarak
görülür. Başka bir deyişle, polisliğin sosyolojik kavranışı memurun yasaları ihlal eden
davranışlarını polis altkültürü ve memurlar-arası etkileşime odaklanarak açıklar. Ancak
polis şiddeti ve insan hakları ihlalini ele alan çalışmalar, polisin yasayı korumak adına
ihlal ettiği, hukuk ve şiddetin iç içe geçtiği bir belirsizlik mıntıkasına dikkat çeker. Ağır
insan hakları ihlaline varan polislik pratiklerinin çözümlemesinde asıl dikkat edilmesi
gereken temel çelişki, polisin yasayı korumak adına ihlal ettiği tüm eylem ve işlemleridir.
Başka bir ifadeyle, hukuku korumak adına hukukun dışına çıkan polislik pratiklerinin
mümkünlük koşullarının neler olduğunu tartışmak elzemdir. Bu makale, şiddet
ve hukukun belirsizleştiği bir mıntıkanın polis memurları ve teşkilat sosyolojisiyle
kavranamayacağını ileri sürüyor. Yasayı korumak adına yasa ihlali fenomeni ancak
siyasal bir kavrayışla otorite, iktidar ve egemenlik kavramlarıyla anlaşılabilir. Böylece
makale, Schmitt, Benjamin ve Agamben’in düşüncelerinde polisin egemenlikle olan
ilişkisini tartışıyor. Buna göre sokakta en alt rütbeden polis memurları, gündelik
yaşamda hukuku askıya alarak istisna halini açabilen ve yaşam hakkı üzerinde takdir
yetkisi kullanabilen bir egemen iktidar imtiyazıyla donanmıştır. Yaşam hakkı bu imtiyazı
kısıtlayacak etkin hukuki mekanizmaların mevcudiyetini gerektirir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale / Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 45 Sayı: 2 |