1908 Anayasa Devrimi’nin en önemli siyasi aktörü olan İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC), İkinci Meşrutiyet Dönemi’nin ilk yıllarında mevcut hükûmetler üzerinde hâkimiyet kurma çabası içinde olmuş, Ocak 1913’te gerçekleşen Bâb-ı Âli baskınından sonra ise hükûmetin kontrolünü doğrudan ele alarak bir tek-parti iktidarının kuruluş sürecini başlatmıştır. Bu yazı, İTC’nin 1908-1913 dönemindeki denetleme iktidarından 1913-1918 dönemindeki doğrudan tek-parti yönetimine geçiş sürecini ele almaktadır. Yazının amacı, İttihatçı tek-parti rejiminin kuruluş dinamiklerini incelemek, İTC içindeki iç mücadelelere odaklanarak bu rejimin hangi koşullar altında ve nasıl ortaya çıktığını tartışmaktır. Bunun için İttihatçı hareket içinde belirleyici bir dinamik olarak görülen asker-sivil ayrımı eleştirel bir çerçevede değerlendirilecek, söz konusu ayrımın İTC içindeki güç ilişkilerinin analizi için yeterince açıklayıcı bir çerçeve sunmadığı ileri sürülecektir. Yazının odaklandığı temel mesele 1912 yılının ikinci yarısında ortaya çıkan bir siyasal strateji tartışmasıdır. İTC’nin muhalefete itildiği ve İttihatçıların hâkim olduğu Osmanlı Mebusan Meclisi’nin feshedildiği kritik bir dönemde gündeme gelen söz konusu tartışmanın odağında, yeni bir meclisin oluşumu için düzenlenmesi öngörülen seçimler karşısında alınması gereken siyasal tutum yer almıştır. Genel olarak ihtilâlci bir yönelimi temsil eden boykot önerisi, İttihatçı kadrolar arasında asker-sivil hizipleşmesiyle açıklanamayacak bir kutuplaşmaya neden olmuş ve İTC’nin 1912 Kongresi bu gerilimin gölgesinde toplanmıştır. Yazının başlıca iddiası, İttihatçı tek-parti iktidarının 1912 Kongresi’nde ortaya çıkan bölünmenin tarafları arasındaki bir güçler dengesine dayandığı ve aslında bu dengeyi kurumsallaştırdığıdır. İttihatçı hareket içinde 1912 yılının ikinci yarısında ortaya çıkan bölünme, Mahmut Şevket Paşa suikastı sonrasında ordu, hükûmet, yasama organları, esnaf cemiyetleri ve kooperatifleri de içeren, İTC’nin ve özellikle onun en yüksek karar mercii olan Meclis-i Umumi’nin merkezinde olduğu bir siyasal mekanizmanın oluşumunda belirleyici bir rol oynamıştır. Tek-parti iktidarının yaslanacağı kurumsal zemin İTC’nin 1913 Kongresi’nde ortaya çıkmıştır. Büyük ölçüde 1913 Kongresi’nde oluşturulan kurumsal altyapı âdeta 1912 Kongresi’nde görünür hale gelen ilişki ağlarını yansıtmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, İTC, devlet ve hükümet arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği bu siyasal bağlamda Cihan Harbi’ne dahil olmuş ve İttihatçı tek-parti rejimi savaşın sonuna dek iktidarda kalmıştır.
İttihat ve Terakki İkinci Meşrutiyet Osmanlı Mebusan Meclisi Tek-Parti İktidarı Seçimler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale / Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 45 Sayı: 4 |