Neoliberal saldırı, kapitalizmin sistemik krizlerinin arttığı, kârlılık oranlarının düşüp, içe kapalı ekonomilerin egemenliğinde sermaye birikiminin yayılacak alan bulamadığı bir döneme denk gelmektedir. Kriz içindeki kapitalist sistemin sermaye birikim araçlarında, neoliberal versiyonu sayesinde akıl almaz bir çeşitlenmeye şahit olunmuştur. Serbestleştirme ve özelleştirme politikaları üzerine yükselen reform paketleri, neoliberal paradigma dönüşümünün tavsiye veya zor yolu ile kabul ettirdiği temel araçlarıdır. Krizler kapitalist sisteme içkin olmakla birlikte sistemin devamlılığı, sermayenin kendisini ve karşıtını yeniden üretmesini gerektirmektedir. O’Connor, devletin mali krizini açıklarken, yeniden üretim sürecinde herhangi bir aksama olması durumunda devletin devreye girerek sermaye birikimini işler kılmak ve emek-sermaye çelişkisini yumuşatmakla sorumlu olduğunu ifade eder. Sistemde bir kârlılık ve birikim krizi yaşandığında da sistem devletin de desteği ile kendi içinde çözümler üretmeye çalışmaktadır. Hayatın her alanının piyasalaştırılıp metalaştırıldığı, yabancılaşmanın arttığı, birikim araçlarının modernleşmiş ve çeşitlenmiş olduğu neoliberalleşme sürecini Harvey ‘yeni emperyalizm’ olarak değerlendirmektir. Harvey, sermaye birikim sürecini tarihsel bir süreç olarak değil ‘toplumsal bir süreç’ olarak ele alır. İlk birikim kavramı yerine ‘accumulation by dispossesion’ (el koyarak birikim veya mülksüzleştirme yolu ile birikim) kavramını kullanmakta ve neoliberal küreselleşme ile mülksüzleştirme araçlarının çeşitlendiğini savunmaktadır. Harvey’e göre neoliberalizmin birikim araçlarından biri de özelleştirmelerdir. Ancak özelleştirmenin istenmeyen sonuçlarının ardından yerini daha ideolojik bir varyasyonu almıştır: “Kamu özel işbirliği uygulamaları (KÖİ)”. Bu sözleşme modeli, modern anlamda ilk kez 1990’larda Birleşik Krallık tarafından kullanılmıştır. KÖİ, özelleştirmeden farklı görünmekle ve dünyaya kamu yararına bir model olarak tanıtılmakla beraber özelleştirmenin farklı bir adlandırmasından ötesi değildir. Hatta KÖİ uygulamaları, özelleştirmenin sınırlılıklarını –kamusal varlığın miktarı- ortadan kaldırmakta, sermayeye sınırsız bir tahakküm alanı açmaktadır. Ayrıca bu model çeşitli garantiler vererek özel sektörün özelleştirme uygulamalarında yüklenmek zorunda kalacağı yükümlülükleri ve riskleri de hafifletmektedir. Bu makale, kamu özel işbirliği uygulamalarının içinde barındırdığı tarihsel, toplumsal ilişkileri dikkate alarak, eleştirel ekonomi-politik bir perspektiften KÖİ’lerin sermaye birikimi sürecindeki rolünü incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmadan hareketle ulaşılan sonuç, neoliberal kapitalizmin güncel birikim araçlarından birinin KÖİ uygulamaları olduğudur.
Kamu Özel İşbirlikleri Sermaye Birikimi Mülksüzleştirme Yolu ile Birikim Neoliberalizm Devlet
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 47 Sayı: 2 |