Bu
çalışma, yazılı ve görsel medyada yer alan haber ve programların bireysel
şiddet açısından etkilerini belirlemek, kişilerin saldırganlık veya fair-play’e
yönelmelerinde etkili olabileceği düşünülen haber ve programların analizini
yapmak ve bu konuda çözüm önerileri sunmak amacını taşımaktadır.
Çalışmanın
örneklemini, Türkiye’nin 6 coğrafi bölgesinde yer alan 8 İl’deki 1170 gönüllü
kişi (erkek: % 58,7; kadın %41,3)
oluşturmaktadır. Araştırmada bilgi toplamak amacıyla 14 sorudan oluşan bir
anket uygulanmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen verilerin istatistiksel
çözümlemesinde frekans, yüzde ve Ki-Kare dağılım ve analizlerinden
yararlanılmış, böylece spor medyasının bireysel şiddet açısından etkileri
örneklemin; yaş, cinsiyet, meslek ve eğitim özellikleri yönünden ne derece
farklılaştığı değerlendirilmiştir.
Çalışma
sonuçlarına göre “medyadaki spor programlarını takip etme” kadınlara göre
erkeklerde, kamu ve serbest çalışana göre de öğrencilerde anlamlı şekilde
yüksek bulunmuştur. Medya yayınlarını takip yaş yükseldikçe düşmektedir. Eğitim
kademelerinde ise en düşük izlenme oranı ilköğretim kademesi mezunlarında
görülmektedir. Diğer yandan, medyada yer alan spor programlarının eğitim açısından
yeterliliğinde; yaş, cinsiyet ve meslek özellikleri açısından herhangi bir
farklılığa rastlanmazken, eğitim seviyesinde lise kademesi lehinde önemli bir
değişim belirlenmiştir. TV spor programlarının şiddeti artırma yönündeki
etkisine katılımda ise, yaş ve meslek grupları açısından anlamlı bir farklılık
gözlenmiştir. 13-30 yaş arası gruplar 31-50 yaş gruplarına göre, TV
programlarının şiddeti artırma yönündeki değerlendirmesine daha çok
katılmaktadırlar. Bu görüş öğrencilerde de yüksek orandadır.
Spor
medyası yazarları hakkındaki düşünceler katılımcıların yaş ve eğitim
değişkenlerinde anlamlı bir değişim göstermiştir. Burada daha çok yazarların
“yanlı” olmaları hususunun 13-30 yaş grupları ve lise-üniversite mezunlarında
sorun olarak görüldüğü anlaşılmaktadır.
Çalışmanın
bir başka sonucuna göre, spor medyasının bireyler üzerindeki etkisi, sadece yaş
ve eğitim durumu değişkenlerinde anlamlıdır. Spor medyasının fanatizmi
tetiklenmesi konusunda tam bir görüş birliği olduğu söylenebilir.
Diğer yandan bütün katılımcılar, medya
spor yayın ve haberlerinin spor eğitimini işlevseltirmek yönünden
yetersizliğini vurgulamakta, futbolla ilgili yayınların yerine sağlık ve spor
bilgisini arttırıcı, hatta spora katılımı özendirici programlara öncelikle yer
verilmesi gerektiği görüşünü dile getirmektedir. Sonuç olarak, medya yayın ve haberleri
okuyucu ve izleyici dikkatini çekmek niyetiyle belirli kalıplar içinde
sunulurken, daha titiz davranılmalı, gerek psikolojik gerekse toplumsal algının
bireyleri şiddet ve saldırgan davranışlara yönlendirebileceği dikkate
alınmalıdır
Konular | Spor Hekimliği |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 2 |