This study explores the layered meaning of cadaver dissection in Rembrandt’s 1656 painting The Anatomy Lesson of Dr. Jan Deijman, emphasizing its transformation from a medical procedure into a complex visual and intellectual narrative. The dissection of the frontal lobe reflects the XVII. century scientific shift toward understanding the mind, consciousness, and human identity through material anatomy. The selection of the brain as the dissection site symbolizes a departure from metaphysical interpretations of the self, grounding knowledge in the physical body. Rembrandt’s masterful use of light and shadow elevates the scene into a theatrical performance of knowledge. The spatial arrangement of the figures, their gazes, and their interaction with the cadaver transform the body into more than an object it becomes the axis around which meaning is constructed. The absent female body further reveals the gendered exclusions inherent in the early scientific imagination. In this context, the painting becomes an aesthetic space of memory, turning the mortal body into both a medical and philosophical archive.
Bu çalışma, Rembrandt’ın 1656 tarihli Dr. Jan Deijman’ın Anatomi Dersi adlı eseri üzerinden kadavra diseksiyonunun yalnızca tıbbî bir işlem değil, aynı zamanda sanatsal ve düşünsel bir temsile dönüştüğü çok katmanlı yapısını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Eserde frontal lobdan açılmış bir kadavra aracılığıyla yürütülen beyin diseksiyonu, XVII. yüzyılda zihne, bilince ve insan doğasına dair bilimsel ilginin görsel ifadesi hâline gelir. Beynin diseksiyon nesnesi olarak seçilmesi, insanı anlama çabasının artık ruhsal değil, fizyolojik temellere dayandırıldığını gösterir; akıl ve bilinç, maddesel olanın içinde aranmaya başlanmıştır. Rembrandt’ın ışık gölgeyi ustalıkla kullandığı bu kompozisyonda figürlerin yerleşimi, bakışları ve kadavrayla kurdukları ilişki, sahneyi bir bilgi tiyatrosuna dönüştürür. Bu sahnede kadavra, edilgen değil, anlamın bedenleştiği merkezî bir aktördür. Temsil edilen beden yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda sanatsal ve sosyokültürel bir bağlamda da okunabilir. Kadın bedeninin temsildeki yokluğu ise bilgi üretiminin cinsiyet politikalarına dair güçlü bir eleştiriyi içinde barındırır. Bu bağlamda eser, ölümlü bedeni estetik bir hafıza mekânına dönüştürerek hem tıbbî hem felsefî bir arşiv işlevi görür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tıp Eğitimi |
Bölüm | Monografi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 18 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 3 |
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin süreli bilimsel yayınıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Makalelerin sorumlulukları yazarlara aittir
Kapak
Ayşegül Tuğuz
İlter Uzel’in “Dioskorides ve Öğrencisi” adlı eserinden
Adres
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir/ Mersin