Türklerin Anadolu’ya göç etmesiyle başlayan imar faaliyetleri kapsamında yerleşimlere cami ve mescitler yapılmıştır. İslam inancına göre şekillenen bu yapılar Ankara’da mimari üslup açısından İslam inancının yanında yerel özelliklere göre de şekillenmiş ve geleneksel Ankara konutlarına gerek biçimleniş gerekse de yapım tekniği ve malzeme konusunda bağlı kalmıştır. Bu çalışma kapsamında ise biçimleniş, malzeme ve yapım tekniği bakımından diğer Ankara yapılarına benzeyen ancak iki mihrabı bulunmasıyla diğer cami ve mescitlerden ayrılarak mimarlık tarihi araştırmaları açısından önemli bir yapı olan Hacı (Ahi) Arap Camisi’nin mevcut durumu incelenmiş ve özgün durumu hakkında restitüsyon çalışması yapılmıştır. Yapının özgün durumunu yönelik yazılı ve görsel kaynaklar taranmış ve analiz edilmiştir. Günümüzde cami olarak bahsedilen yapıya çeşitli arşiv kaynaklarında mescit olarak ifade edildiği gözlenmiş ve 1858 yılına ait arşiv belgesine göre vaaz kürsüsü eklenerek camiye çevrildiği anlaşılmıştır. Yapıya ait elde edilen değerlendirmeler neticesinde fiziksel gelişim süreci ortaya konarak yapı üzerinde restitüsyon planları oluşturulmuştur. Ayrıca literatür çalışması sırasında yapının banisi olan Hacı Arap’a ait olduğu düşünülen Kesikbaş Türbesi’ne yönelik çalışma da yapılmıştır.
Çalışmaya yönelik katkılarından dolayı değerli hocam Prof. Dr. Ömer İskender TULUK'a teşekkür ederim.
Mosques and masjids shaped according to the Islamic faith have been shaped according to local characteristics in addition to the Islamic faith in terms of architectural style in Ankara and have remained connected to traditional Ankara residences both in form and in terms of construction technique and materials. Within the scope of this study, the current situation of the Hacı (Ahi) Arap Mosque, that is similar to other Ankara structures in terms of its form, material, and construction technique, but is separated from other mosques and masjids with its two mihrabs and is an important structure in terms of architectural history studies, has been examined and a restitution study has been made about its original condition. Written and visual resources for the original condition of the structure have been scanned and analyzed. As a result of the evaluations obtained about the structure, the physical development process was revealed and restitution plans were created on the structure. In addition, during the literature study, a study was also conducted on the Kesikbash Mausoleum, which is considered to belong to Haji Arab, who is the owner of the structure.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |