“Şuhûdü’l Hâl” assists the judge in the Ottoman judicial organization and has been included in the qadi records for centuries. “Şuhûdü’l Hâl” is not only encountered when the qadi is doing judgment, but also in his duties other than judgment. The institution is playing a role in ensuring the legal validity of the documents and being a means of proof. It contributes to the judge to make an impartial and independent decision, and to the public and supervision of the trial. This study differs relatively in that it deals with the subject from a “history of law” perspective and focuses on the members of “Şuhûdü’l Hâl” in the Ottoman social structure. The study did not focus on a spesific century or region, but especially benefited from the data in the classical period qadi records. It is possible to express the results of the research as follows: Status and professions add a special meaning to “Şuhûdü’l Hâl”s availability while the judicial activity is being carried out. The fact that people from both “askerî” and “reaya” groups take place in “Şuhûdü’l Hâl” makes this committee a mirror of the society. The presence of people such as “müderris” and “müfti” in the committee enabled the practical and theoretical dimensions of the law to be together. The presecence of “ilmiye” group who are respected among the people are effective in the gaining legitimacy of the judgments. The position of officials such as the “sadrazam” and “beylerbeyi” from “ehl-i örf” in the commitee, reveals the importance of the institution. When the members of “reaya” are examined, it is seen that there is a diverse committee members; people from statu of “zimmi”, tradesmen and crafts, masters of the profession and “kethüda” from organization of lonca, the parties and witnesses of the other cases in the same court, people from all levels of society and rarely women. This situation has an important role in the acceptance of the decision in the eyes of the society. The Ottoman experience reveals that the decisions to be taken with the publicity as a rule and the judge followed by people from all levels from community reinforced the sense of justice in the conscience of the society.
Şuhûdü’l hâl, Osmanlı yargı teşkilatı içerisinde kadıya yardımcı olan ve asırlardır kadı sicillerinde yer almış bir müessesedir. Şuhûdü’l hâle sadece kadının yargılama faaliyeti yaptığı sırada değil, yargılama faaliyeti dışındaki vazifelerinde de rastlanılmaktadır. Belgelerin hukuki geçerliğini sağlatmada rol oynayan ve ispat vasıtası olan Şuhûdü’l hâl, yargılamanın aleniliği, denetimi ve kadının tarafsız ve bağımsız şekilde karar vermesine de katkı sağlamaktadır. Bu çalışma, konuyu hukuk tarihi perspektifi ile ele alması, Şuhûdü’l hâl üyelerinin Osmanlı toplumsal yapısındaki statü ve mesleklerine odaklanması ile nispeten farklılık arz etmektedir. Çalışma belirli bir yüzyıla ya da bölgeye odaklanmamış, ancak özellikle klasik dönem şer’iyye sicillerindeki verilerden yararlanmıştır. Araştırma neticesinde varılan sonuçları şu şekilde ifade etmek mümkündür: Statü ve meslekler, yargı faaliyeti gerçekleştirilirken Şuhûdü’l hâlin hazır bulundurulmasına ayrı bir anlam katmaktadır. Hem askerî hem de reaya sınıfından kişilerin Şuhûdü’l hâlde yer alması, bu heyeti toplumun bir aynası konumuna sokmaktadır. Müderris, müftü gibi kişilerin heyetteki varlıkları hukukun pratik ve teorik boyutunun bir arada olmasını sağlamıştır. Halk arasında itibar gören ilmiye sınıfından kimselerin huzurunda karar verilmesi hükümlerin meşruiyet kazanmasında etkili olmaktadır. Ehl-i örften sadrazam, beylerbeyi gibi görevlilerin heyetteki konumu, müessesenin önemini ortaya koymaktadır. Reayaya dâhil olan üyeler incelendiğinde zimmilere, esnaf ve zanaatkârlara, meslek ustalarına ve lonca teşkilatındaki kethüdalara, aynı mahkemede görülen diğer davaların taraf ve şahitlerine toplumun her kademesinden halka, nadir de olsa kadınlara kadar oldukça çeşitlilik barındıran bir heyet olduğu görülmektedir. Bu durum kararın toplum nazarında kabullenilmesinde önemli bir role sahiptir. Osmanlı tecrübesi, yargılamanın aleniliğin kural olarak mecburi tutulması ve hâkimi toplumun her kesiminden kişinin izlemesi ile verilecek kararların toplum vicdanındaki adalet duygusunu pekiştirdiğini ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri (Research Articles) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.