2019 yılında Çin’in güneyinde Wuhan kentinden çıktığı düşünülen ve SARS-Cov kökenli olan yeni bir virüs keşfedilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020 tarihi itibari ile virüsü Covid-
19 olarak isimlendirilmiş ve “pandemi” ilan etmiştir. (URL-1) 2021 yılının ortalarında hala devam etmekte olan koronavirüs salgını ile birlikte insanların hayatlarına yeni kavramlar giriş
yapmış ve bilinen kavramlar farklı anlamlar kazanmıştır. Covid-19 sürecinde hijyen, sosyal mesafe, maske virüsten korunma gibi konular insan hayatının en dikkat edilir anahtar
kavramları haline gelmiştir. T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türkiye’de kurulmuş olan Koronavirüs Bilim Kurulunun salgınla mücadele konusundaki uyarıları doğrultusunda insanların yaşam
biçimleri de değişime uğramıştır. Özellikle sosyal mesafe ve hijyen kavramları insanların fiziki olarak uzak olmalarını gerektirmiş, virüsün bulaşmaması için maske kullanımı zorunluluk
haline gelmiştir. Salgın insanların sadece bireysel eylemlerinin biçimlerini değiştirmekle kalmayıp, mekanların kullanma biçimlerini de değiştirmiştir. Özellikle toplu olarak kullanılan
mekanlarda farklı düzenlemelere gidilmek zorunda kalınmıştır. Bunlardan en önemlileri çalışma ortamlarıdır. Virüsün bulaşmasını önlemek amacıyla tüm işyerlerinde farklı çalışma
alternatifleri geliştirilmiş, uzaktan çalışma, evden çalışma, kısmi çalışma vb. gibi öneriler geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Ayrıca T.C. Sağlık Bakanlığı salgınla mücadele konusunda
“Hayat Eve Sığar” mottosunu ortaya koyarak, insanları evde kalma yönünde teşvik etmiştir. Çalışma hayatına ve ev hayatına yönelik tüm düzenlemeler insanların salgın sürecinde tüm
zamanlarını geçirmek durumunda kaldıkları evlerinin anlamlarını ve işlevlerini de değişime uğratmıştır. Kullanıcılar çalışma eylemlerini evlerde gerçekleştirmek durumunda kalmış ve
evlerin mekansal organizasyonunu adapte etmeye çalışmışlardır. Aile bireylerinin bir kısmı çalışırken, evin çocukları ise uzaktan eğitim süreçlerini evde geçirmek durumunda kalmıştır.
Covid-19 sürecinde evlerde çalışmak durumunda kalınması evlerin uzaktan çalışma eylemini gerçekleştirecek mekansal düzenlemeler yapılması gerekliğini ortaya koymuş, bazı evlerde bu
adaptasyon kolaylıkla yapılabilirken bazı evlerde evin farklı eylem gruplarına hizmet etmesi konusunda sorunlar yaşanmıştır. Özellikle 45-100 m² kullanım alanına sahip konutlar uzaktan
çalışma eyleminin gerçekleştirilmesinde en çok sorun yaşanan konut tipleri olduğu düşünülmektedir. Çünkü bu tip konutlarda mevcut eylem gruplarına çalışma eylemine yönelik
ortamın oluşturulması konusunda eğer evin esnek bir mekan organizasyonu yoksa önemli sorunlarla karşılaşıldığı düşünülmektedir. Bu konuda bazı evlerde geçici çözümlemelerle,
bazılarında ise sürecin uzun olabilme ihtimaline karşılık daha kapsamlı düzenlemelerle çalışma mekanları oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma kapsamında Covid-19 sürecinde evlerin
uğradığı değişiklikler incelenerek, kullanım alanı 45 ile 100 m² evde çalışma mekanlarına yönelik ne gibi uygulamalar gerçekleştirilebileceği irdelenmiştir. Özellikle bu tip konutlarda
çalışma eylemini gerçekleştirmek için evin mekansal kurgusuna yönelik ne tür önerilerin geliştirilebileceği literatürden seçilmiş örnekler üzerinden tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 29 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 2 |
Tüm Hakları Saklıdır - Yakın Doğu Üniversitesi MİMARLIK FAKÜLTESİ DERGİSİ, CC-BY-NC lisansı altında açık erişimli bir dergidir.