Necati Cumalı (1921-2001), born in Florina, is an artist who grew up in the Republican period and produced works in various genres of literature such as novels, stories, plays and essays. After the Treaty of Lausanne, when the Turks of Western Thrace were exchanged with the Anatolian Greeks, he and his family were settled in the Urla district of Izmir in 1924. In the 1940s, when the quest for poetry continued, he shared the same artistic environment and understanding of art with the Garip poets, but he differs from them by adding a unique sensitivity to his poems. He enriched the texture of his poetry, which he wove with his own experiences and observations, with various themes such as love, death, loneliness, longing for the past, joy of life, nature, hometown, and alienation. A philosophical introspection that appeared in him in the early years of his poetry, sometimes shifted to a socialist realistic line with the addition of political tendencies. However, in Cumalı's poems, the external structure is generally weak compared to the richness of the content. While the poet produced many works in various genres, he could not fully focus on poetry. Therefore, he could not leave behind a poem with high aesthetic power that would hold on to time. The aim of this study is to determine Cumalı's poet identity, considering the fact that there are very few poems left that hold on to time, even from the best poets.
Florina’da doğan Necati Cumalı, (1921-2001), Cumhuriyet devrinde yetişen ve edebiyatın roman hikâye, oyun, deneme gibi çeşitli türlerinde eserler veren bir sanatçıdır. Lozan Anlaşması’ndan sonra Batı Trakya Türkleri, Anadolu Rumları ile mübadele edilince 1924’te ailesiyle birlikte İzmir’in Urla ilçesine iskân edilir. Şiirde arayışın sürdüğü 1940’lı yıllarda Garipçiler’le aynı sanat ortamını ve sanat anlayışını paylaşır, ama şiirlerine kendine özgü bir duyarlılık katmakla onlardan ayrılır. Kendi yaşantısıyla, gözlemleriyle ördüğü şiirinin dokusunu aşk, ölüm, yalnızlık, geçmişe özlem, yaşama sevinci, tabiat, memleket, yabancılaşama gibi çeşitli temalarla zenginleştirir. Onda şairliğinin ilk yıllarında beliren felsefî bir içe bakış, beraberinde siyasî eğilimlerin de eklenmesiyle yer yer toplumcu gerçekçi çizgiye kayar. Bununla birlikte Cumalı’nın şiirlerinde içeriğin zenginliğine nazaran, dış yapı, genel olarak zayıftır. Şair, çeşitli türde birçok eser üretirken şiire tam manasıyla odaklanamamıştır. Dolayısıyla geride zamana tutunacak estetik gücü yüksek bir şiir bırakamaz. Bu çalışmanın amacı, en iyi şairlerden bile zamana tutunan çok az şiir kaldığı gerçeğinden hareketle Cumalı’nın şair kimliğini belirlemektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dünya Dilleri, Edebiyatı ve Kültürü (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 2 |