Klasik Türk şiirinde sosyal hayata dair birçok unsurla birlikte kıyafetler de farklı vesilelerle söz konusu edilmiştir. Şairler tarafından zikredilen giysilerden biri kepenektir. Kepeneğin hammaddesi yün olup daha ziyade çoban giysisi olarak yararlanılmıştır. Diğer taraftan sadelik ve tevazu sembolü kabul edilmiştir. Dolayısıyla tasavvufla ilişkilendirilmiştir. Klasik Türk edebiyatı şairleri kepeneği, yünden (keçeden) yapılması, gösterişsiz bir kıyafet olması yönüyle tasavvufî bir hayat tarzının simgesi olarak şiirlerinde ele almışlardır. Beyitlerde farklı ilgilerle değerlendirilen kepenek, bir kısım gazellere de redif olmuştur. Klasik Türk edebiyatının farklı yüzyıllarına ait divanlardan yapılan taramalar sonucu, 15. asırdan başlayarak 17. yüzyıla kadar uzayan bir zaman diliminde kepenek redifli on gazel tespit edilmiştir. 15. asır şairlerinden Karamanlı Aynî ile Seyyid Nesîmî, redifi kepenek olan ikişer gazel kaleme almıştır. Nesîmî’nin gazellerinden biri Farsçadır. Yine bu yüzyıldan Tâcî-zâde Cafer Çelebi’nin bir; 16. yüzyıldan Edirneli Nazmî, Yetîmî Ali Çelebi, Sehâbî ve Vahdetî’nin birer, 17. asırdan Vîrânî Baba’nın da bir gazeli olduğu görülmüştür. Şekil ve muhteva hususundaki ortaklıklar, gazellerin nazire geleneği bağlamında yazıldığını akla getirmektedir. Çalışmada, bahsi geçen gazellerde kepeneğin bulduğu akisler ele alınmıştır.
Along with many other aspects of social life, traditional Turkish poetry mentions clothing on different occasions. Kepenek (shepherd's felt cloak) is one of the garments that poets mention. The felt is raw material of kepenek, primarily used as a shepherd’s cloak. Yet, it has been considered as a symbol of simplicity and modesty. Hence, it is associated with Sufism. Classical Turkish literature poets discussed kepenek in their poems as a symbol of a Sufi lifestyle, as it is an unpretentious outfit made of felt. As considered with different interests in couplets, kepenek has also become a rhyme in certain ghazels.
The literature review about the divans from different centuries of classical Turkish literature identified ten ghazels with kepenek rhymes over a period beginning from the 15th century and extending to the 17th century. Karamanlı Aynî and Sayyid Nesîmî, 15th century poets, wrote two ghazels each, with the rhyme kepenek. One of Nesîmî’s ghazels is in Persian language. While Tâcî-zâde Cafer Çelebi, a 15th century poet, has one ghazel, each of Edirneli Nazmî, Yetîmî Ali Çelebi, Sehâbî, and Vahdetî, 16th century poets, had one ghazel, and Vîrânî Baba, a 17th century poet, also had one ghazel, too. The similarities in form and content suggest that the ghazels were written in the context of the nazire tradition. This study discussed the reflections in which the kepenek found a place in the mentioned ghazels.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 3 |