Survivors of earthquakes experience numerous challenges. The aim of this study is to examine the perceptions of survivors towards earthquakes and earthquake victims, as well as their post-earthquake experiences, following the 2023 Kahramanmaraş centered earthquakes. The study includes 203 earthquake survivors (female= 143, male= 60) who were in Malatya during the earthquakes. In-depth interviews were conducted with a randomly selected group of 53 participants (female= 35, male= 18). The study used a phenomenological design with semi-structured interviews. Participants described the earthquake using the metaphor of "doomsday" (f= 25) and the survivor as a "baby" (f= 12). While most saw the earthquake as a natural event, some interpreted it religiously as divine punishment or a warning. Participants blamed municipalities and contractors for the collapsed buildings. Unforgettable memories included helplessness, isolation, and injuries. Post-earthquake price hikes were seen as opportunism and immorality, emphasizing the need for state intervention. Opinions on aid varied, but issues included poor coordination and insufficient psychosocial support. Findings reveal that survivors experience profound economic, social, and psychological impacts. Thus, it is recommended that state and local governments provide coordinated and effective aid and increase psychosocial support services.
Deprem sonrasında hayatta kalan bireyler birçok zorluk yaşamaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı, 2023'te Kahramanmaraş merkezli depremlerden sağ kurtulan bireylerin deprem ve depremzedelere yönelik algılarını ve deprem sonrası deneyimlerini incelemektir. Araştırma, depreme Malatya'da yakalanan 203 depremzedeyi (kadın= 143, erkek= 60) kapsamaktadır. Rastgele seçilen 53 katılımcı (kadın= 35, erkek= 18) ile derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. Araştırma olgu bilim deseni ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar depremi "kıyamet" (f= 25) ve depremzedeyi "bebek" (f= 12) metaforlarıyla tanımlamıştır. Çoğu katılımcı depremi doğa olayı olarak görürken, bazıları dini açıdan Allah'ın gazabı veya uyarı olarak değerlendirmiştir. Binaların yıkılmasından belediyeler ve müteahhitler sorumlu tutulmuştur. Unutulmaz anılar çaresizlik, izolasyon ve yaralanmalardır. Deprem sonrası fiyat artışları fırsatçılık ve ahlaksızlık olarak algılanmış, devlet müdahalesinin önemi vurgulanmıştır. Yardımların yeterince koordine edilemediği ve psiko-sosyal desteğin yetersiz olduğu belirtilmiştir. Bulgular, hayatta kalanların ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan derin etkiler yaşadığını göstermektedir. Bu nedenle, devlet ve yerel yönetimlerin koordineli ve etkili yardım sağlaması ve psiko-sosyal destek hizmetlerini artırması önerilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 3 |