İslâmî kitap sanatlarının yaşayan bir gelenek teşkil ettiği Osmanlı döneminde usta-çırak ilişkisi belirli bir devamlılık sağlamış, ancak zaman zaman bu
sanatlarda bazı radikal yenileşmelerin vuku bulmasını da asla önlememiştir. Buna
mukabil söz konusu geleneğin sekteye uğratılmış olduğu günümüz Türkiyesi’nde
sanatlar keyfî bir biçimde seçilmiş bazı sanatçıların şahsında dondurulmuş, durağan ve taklitçi bir ortodoksi dayatılmıştır. Bu makalede İslâmî kitap sanatlarının
standartlaşması sürecinde usta-çırak ilişkisinin ve icazet düzeninin rolleri ele alınmaktadır. Önce hat sanatında meşk sisteminin tarihî seyri ile bu öğretim yönteminin son aşaması ve başlıca kalite kontrolü aracı olan icazet geleneği gözden
geçirilmekte, tezkirelerde ve diğer birincil kaynaklarda usta-çırak ilişkisinin nasıl
algılandığı, erken devirlerdeki şahsî icazetlerin yerini nasıl son dönemde kurumsal
icazetlerin aldığı gibi hususlar incelenmektedir. Bundan sonra 20. yüzyılın ilk
yarısında Avrupa’da tezâhür etmiş olan ve ikinci yarısında Türkiye’de siyasî yelpazenin gerek sol, gerekse sağ cenahlarında tedavüle giren yozlaşma söylemi ele
alınmakta, söz konusu söylemin tezhib ve ebru sanatlarındaki etkileri ve sonuçları
irdelenmektedir. Önceleri icazet sistemine tâbi olmayan bu sanatlarda nev-zuhûr
bir icâzet geleneğinin icad edilmesi her ne kadar yozlaşmalarını önleme gayesi
güdüyorsa da geleneği korumak için bizatihi geleneğe ihanet etmenin çelişkili
olması bir yana, bu şekilde İslâmî kitap sanatlarının sağlıklı bir şekilde evrilmeye
devam etmesinin önüne kesilmektedir.
During the Ottoman era when the Islamic arts of the book constituted a living tradition, master-apprentice instruction (mashq) ensured a certain
degree of continuity but did not prevent the occasional emergence of radical
artistic innovations. By contrast, in contemporary Turkey where this tradition
has been interrupted, the arts in question have been frozen in the persons of a set
of arbitrarily selected artists, resulting in the imposition of a static and imitative
orthodoxy. This article examines the roles of the master-apprentice relationship
and the awarding of artistic licenses (ijazah) in the standardization of the Islamic
arts of the book. The historical development of the mashq system is reviewed first,
together with the artistic licenses that represent both its end-point and its principal method of quality control. The historical perception of the master-apprentice
relationship as reflected by biographical dictionaries and other primary sources is
assessed, as well as the partial replacement of individually granted licenses with
institutional ones during the later period. This is followed by a discussion of the
notion of degeneracy that first surfaced in Europe during the first half of the
twentieth century and then entered both left- and right-wing discourses in Turkey
during the second half of the century. The influence of this concept on the arts of
manuscript illumination and paper marbling, and its consequences, are reviewed
next. While the invention of a new licensing tradition in the arts of illumination
and marbling, neither of which had such a tradition in the past, can be posited
as an effort to forestall their degeneration, in fact the betrayal of tradition for the
sake of preserving tradition clearly constitutes a paradox; moreover, this approach
stands in the way of the natural further development of the Islamic arts of the
book.
Islamic arts of the book Calligraphy Illumination Marbling Mashq (master-apprentice instruction) jazah (artistic license) Tradition Degeneration
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |