Osmanlı İmparatorluğu’nun zengin tebaa mozaiğinde farklı etnik ya da dini
kökene sahip pek çok zümre yer almaktaydı. Bunlardan biri olan Yahudiler, merkezi hükümetin kendilerine verdiği fırsatları en iyi şekilde değerlendirirken, büyük
devletin iktisat düzenine finansal ve üretimsel alanlarda ciddi katkılarda bulundular.
Onların özellikle sermayedar rolleri on altıncı ve on yedinci yüzyıllarda iltizam ihalelerinde sıklıkla yer almalarına destek oldu. Gerek kendi dindaşları gerekse Müslüman
tebaadaşları ile birlikte birçok iltizam ihalesinde yer alan Yahudiler bazı iktisadi ve
hukuki zorluklarla karşılaştılar veya kendileri iltizam süreçlerinde problem kaynağı
oldular. Bu sıkıntılı dönemlerde mümkün olduğu kadar üretim ekonomisi içinde
kalmaları yönünde bir resmi tavırla karşılaştılar. Devletin Yahudi girişimcilere ellerindeki nakit sermaye nedeniyle ihtiyaç duyarken, bahsedilen grupların da iltizam
sözleşmelerinde ısrarla yer almaya devam ettikleri anlaşılıyor. Her iki tarafın da sistemin devamının kendileri açısından faydalı olacağına inandığı ve iltizam sözleşmelerinin feshedilmesinin son çare olarak düşünüldüğü de söylenebilir. Ayrıca bu çalışmada incelenen iltizam sözleşme metinleri, mali zorluklara düşen Yahudi mültezimlerin
devlet tarafından nasıl korunduklarına dair ilginç ayrıntıların da ortaya çıkmasına
yardımcı olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |