Orta Çağ devletlerinin özü, iktidarlarının sınırları ve bu yapıların nasıl işledikleri üzerine uzun yıllardır ele alınan çalışmalar, sınır tartışmalarının popülerleşmesiyle birlikte son elli yılda farklı bir açıdan desteklenmiştir. Dönemin siyasi yapılarının merkezleri olarak nitelendirilen “saray” gücünün, modern devletlerin aksine oldukça kısıtlı bir hareket alanına sahip oluşu, bu siyasi yapıların üzerinde bulundukları topoğrafya, sosyopolitik çevre, dinî ve kültürel-etnik dağılımlarına dek geniş bir aktör ağı tarafından manipüle edilmelerine yol açıyordu. Bu çalışmada, mevzubahis etkenler tarafından çoğu Orta Çağ iktidarına kıyasla daha çok sınırlandırılmış bir yapı olan Kudüs Haçlı Krallığı üzerine yoğunlaşılacaktır. Haçlıların geldikleri andan itibaren tatbik ettikleri iktidar inşa sürecine dikkat çekilerek, Müslüman komşuları arasındaki savaş ortamının tarafların ulaşılabilir nüfuz alanlarını nereye dek sınırlandırdığı, Kudüs Haçlı Krallığı merkeze alınarak Orta Çağ devletlerinin sınır çizgilerine sahip olup olmadığı ve eğer yoksa politik limitlerin hangi sembolik ve pratik düzlemlerde tahayyül edildiği incelenecektir. Bu süreç son olarak Kudüs Haçlı Krallığı’nın XII. yüzyıldaki iki politikası üzerinden örneklendirilecektir. Bunlar ilk olarak Askâlan politikasındaki Fatımî iktidarıyla olan ilişkileri ve ardından Ürdünötesi Lortluğu’nun inşa süreciyle kalelerin buradaki mahiyeti üzerinedir. Kudüs Haçlı Krallığı’nın tarihini, XII. yüzyılın neredeyse tamamı boyunca adım adım kısıtlı kaynaklarla yürütülen bir kolonizasyon süreci olarak okumakla; kalelerin, orduların ve serhad bölgelerindeki yapılanmaların hangi perspektiften incelenmesi gerektiği üzerinde durulacak, sınır çizgileri olmayan bir “serhad” dünyasında iktidarların birbirlerinden ne şekilde ayrıldığı veyahut ayrılamadığı ortaya konacaktır.
Long-standing debates on medieval states, mostly focusing on their nature, limits of authorities and how these structures formed, have been fueled by the rising popularity of the frontier discussions in the last fifty years, along a new path. The power of the “palace”, regarded as center of the authority had a very limited field of action, unlike modern states. This allowed it to be manipulated by a huge range of influential actor, ranging across topographical, socio-political, religious and ethno-cultural dynamics where these polities were located. This work focuses on the Kingdom of Jerusalem, more deeply shaped by external actors than many other medieval polities. By examining state-building from its earliest phase, this study examine how extensively the war zone between them and their Muslim neighbours determined their sphere of influences -that each party could reach- whether the medieval states has borderlines arguing centred on Kingdom of Jerusalem, and if not, what symbolic and practical methods were used for imagining political distinction. The analysis will consider two twelfth-century policies: the Ascalon strategy in relations with the Fatimids, and the creation of the Transjordan lordship, while highlighting the role of castles in this process. Reading the Kingdom of Jerusalem’s history as a colonization process carried out gradually with limited sources across 12th century highlights the role of castles, armies, and structures in the border regions. This study examines how power relations unfolded in a “frontier” world without fixed boundaries, showing where forces succeeded—or failed—in maintaining political and territorial separation.
Crusader States Kingdom of Jerusalem Border Frontier Castles
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Ortaçağ Avrupa Tarihi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 17 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 22 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 2 |
Ortaçağ Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Ortaçağ Araştırmaları Dergisi'nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası