Vergiler, kamu harcamalarını finanse etme amacının yanında, ekonomik
ve sosyal yaşamı etkileyen, bir maliye politikası aracı olarak da
kullanılmaktadır. Vergilendirmeye ilişkin tüm işlemler, vergi politikası ile
yürütülür. Etkin bir vergi sisteminden bahsedilmek için kusursuz bir vergi
mevzuatı, kontrol gücü yüksek bir vergi denetimi ve objektif bir vergi
yargısının bir arada olması gerekmektedir. Özellikle, kayıt dışı ekonominin
önemli kısmının vergi dışı kalan gelirlerden oluşmaktadır. Bu nedenle kayıt
dışı ekonominin önüne geçilebilmesinin en önemli araçlarından biri denetim
sistemi olmaktadır. Bu itibarla, vergi denetiminin güçlü bir yapıda olması
gereği, tamda bu nedenledir. Bütün gelişmiş devletler, güçlü bir mali yapıya
sahip olmak zorundadır. Osmanlı Devleti de güçlü bir maliye yönetimine sahipti.
Osmanlı Devletinde bulunan bazı denetim birimleri, Türkiye Cumhuriyeti
kurulduktan sonra da görev yapmaya devam ettiler. Ülkemizde, vergi
denetimlerinin daha verimli bir hale getirilebilmesi için Cumhuriyetin ilk
yıllarından itibaren bir takım çalışmalar yapılmış ve bu konu üzerinde yapılan
tartışmalar sürekli devam etmiştir. Nitekim 2011 yılında oluşturulmuş olan
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı ile vergi denetimi tek bir organizasyon yapısı
içerisine alınarak, vergi denetiminde çok başlılık sorununun önüne geçebilmek
adına çok önemli bir adım atılmıştır. Geldiğimiz noktayı daha iyi kavrayabilmek
için tarihi süreci bütünüyle ele almak yani Osmanlı Devletinden günümüze kadar
uzanan bu yapıyı analiz etmekte fayda bulunmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | MAKALE |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Bilginin ışığında aydınlanmak dileğiyle....
ODÜSOBİAD