Göç;
çeşitli neden, süreç ve sonuçlar bağlamında geçmişten bugüne varlığını ve
etkisini devam ettirmektedir. Küreselleşmenin de göz ardı edilemez etkisi ile
artış gösteren göç hareketleri, 21. yüzyılın da tartışmalı alanları arasında
yer almaktadır. Bu tartışma alanı içerisinde ise Avrupa (ve bir aktör olarak
Avrupa Birliği), odak noktalarından birisini oluşturmaktadır. Özellikle Kuzey
Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden, çeşitli nedenlerle göç etmek isteyen kişi ya
da gruplar, daha güvenli ve daha müreffeh bir yaşam ümidi ile Avrupa
coğrafyasına ulaşma amacını taşımaktadırlar. Bu durum karşısında, Avrupalı
devletlerin ve AB’nin (AB) göçe karşın çeşitli güvenlik mekanizma ve söylemleri
üzerinden hareket ettikleri görülmektedir. Birliğin ve üye devletin bu tavır ve
tutumunun arka planında çeşitli politik, sosyo-ekonomik ve kültürel nedenlerin
olduğu bilinmektedir. Ancak bu nedenlerin kendi içerisinde ne denli tutarlı
oldukları tartışmaya açıktır. Bu çalışmada tartışmaya açık olduğu düşünülen,
göç ve işsizlik konusu özelinde AB perspektifinden bir değerlendirme yapma
amacını taşımaktadır. Aşırı sağın Avrupa siyasetinde yükselişi ile birlikte
ekonomik zeminde, göçmenlerin ve mültecilerin işsizlik oranlarının artmasına
neden oldukları söylemi temelinde bir dışlayıcı politika inşa edilmektedir.
Fakat tarihsel açıdan yaşanan gelişmeler ve bazı istatistikî veriler ışığında
bu söylem ve politikaların gerçekliğinin analiz edilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 27 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Bilginin ışığında aydınlanmak dileğiyle....
ODÜSOBİAD