This study examines the relationship between the arts of theatre and cinema and the public sphere, as well as how these arts initiate a process of mental deliberation concerning the concept of the public sphere in the minds of individuals. The concept of the public sphere is defined as a space where individuals can freely come together to discuss social issues and ensure the visibility of different identities. From the perspective of the public nature of art, these spaces, where people from various segments of society come together to share a common artistic experience, may be considered to possess a public character. However, the processes through which these spaces are appropriated by the public bring with them various challenges. The cultural, social, educational, and democratic functions of representational arts, such as theatre and cinema, which are often attributed a sense of publicness, are generally shaped according to the demands of individuals. Nevertheless, the influence of the state authority and the private sector in shaping these spaces for their own purposes leads to the standardisation of the supposedly free nature of art. Particularly in modern societies today, the emphasis on consumer culture and individuality contributes to the erosion of the concept of the public sphere in the minds of individuals. The manipulative use of media and communication tools further undermines the fundamental elements of the public sphere, such as the transparent flow of information and equal participation. The aim of this study is to evaluate the public functions of theatre and cinema arts in this context. Redefining the social and cultural functions of these arts and strengthening their public roles, which have been weakened due to existing structures and constraints, emerges as a significant issue today. The redefinition and strengthening of the public sphere contain the essential elements that will enable individuals to exist actively as political agents within society. Therefore, the evaluations and comparisons made regarding public sphere theories necessitate a reconsideration of what an ideal public sphere might entail. This study aims to discuss the public nature of theatre and cinema arts and demonstrate their impacts on individuals and society, as well as what this newly conceptualised publicness might signify in this context.
Bu çalışma, tiyatro ve sinema sanatlarının kamusal alanla olan ilişkisini ve bu sanatların bireylerin düşünce dünyasında kamusal alan kavramına dair, nasıl bir zihinsel müzakere süreci başlattığını incelemektedir. Kamusal alan kavramı, bireylerin özgürce bir araya gelerek toplumsal meseleleri tartışabildikleri ve farklı kimliklerin görünürlüğünü sağladıkları bir mekân olarak tanımlanmaktadır. Sanatın kamusal niteliği açısından değerlendirildiğinde ise toplumun farklı kesimlerindeki insanların bir araya gelerek ortak bir sanat deneyimi yaşadıkları bu mekânların kamusal bir nitelik arz ettiği söylenebilir. Fakat bu alanların kamuya mâl edilme süreçleri çeşitli sorunları da beraberinde getirir. Tiyatro ve sinema gibi her fırsatta kamuya mâl edilmeye çalışılan temsil sanatlarının kültürel, sosyal, eğitsel ve demokratik işlevleri genellikle bireylerin talepleri doğrultusunda şekillenir. Fakat devlet otoritesi ile özel sektörün bu alanları kendi amaçları doğrultusunda şekillendirmesi, sanatın özgür olarak addedilen tarafının tek tipleşerek standardize edilmesine yol açar. Özellikle günümüz modern toplumlarında sıkça karşılaşılan tüketim kültürü ve bireysellik vurgusu, bireylerin zihinlerindeki kamusal alan düşüncesinin aşınmasına neden olmaktadır. Medya ve iletişim araçlarının manipülatif kullanımı, kamusal alan olgusunun şeffaf bilgi akışı ve eşit katılım gibi temel unsurlarının zedelenmesine yol açmaktadır. Çalışmanın amacı, bu bağlamda tiyatro ve sinema sanatlarının kamusal işlevlerini değerlendirmektir. Bu sanatların toplumsal ve kültürel işlevlerini yeniden tanımlamak, mevcut yapılar ve kısıtlamalar nedeniyle zayıflayan kamusal rollerini güçlendirmek, günümüzde önemli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamusal alanın yeniden tanımlanması ve güçlendirilmesi, bireylerin politik birer özne olarak yer aldıkları toplum içerisinde etkin bir şekilde varlık göstermelerine yol açacak temel nüveyi içerisinde barındırır. Bu nedenle kamusal alan teorileri üzerine yapılan bu değerlendirme ve karşılaştırmalar aslında ideal bir kamusal alan üzerinde düşünmeyi gerekli kılmaktadır. Bu çalışma, tiyatro ve sinema sanatlarının kamusallık niteliğini tartışarak, bireyler ve toplum üzerindeki etkilerinin neler olduğunu ve bu bağlamda oluşturulacak yeni kamusallığın ne ifade ettiğini/edeceğini göstermeyi hedeflemektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Güzel Sanatlar |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 15 Sayı: 1 |
Bilginin ışığında aydınlanmak dileğiyle....
ODÜSOBİAD