There are varying opinions between development and democracy depending on the conviction of which one precedes the other one. However, such a reductionist approach in a rather complex and multidimensional process like development would result in an incomplete analysis of the process. Starting with the principle that the social events are multidimensional, this study deals with economic development from an anthropocentric standpoint. The study argues that development efforts overlooking social justice, poverty, economic inequalities along with failure to achieve social support will not produce social peace. Instead, they will increase conflicts. The study asserts that the principle of good democratic governance, in other words the democratization of development is the most basic and best way of minimizing the risks in the development process.
Kalkınma ve demokrasi arasında, bunların hangisinin daha
öncelikli olduğunu savunmaya bağlı olarak değişen farklı görüşler söz
konusudur. Bunlardan biri, demokrasiyi ekonomik gelişmeye bağımlı
bir durum olarak açıklar. Bu görüşe göre bir ülkenin gelişmişlik
durumu ne kadar yüksekse demokrasiyi yaşatma sansı da o kadar
yüksektir. Diğer görüş ise, serbest piyasa ekonomisinin kurumları
olarak tanımlanan demokrasinin gelişme/kalkınma için ön koşul
olduğunu iddia eder.
Demokrasinin iktisadi gelişmenin doğal olarak ürünü
olarak kabul edilmesi veya tersine demokrasinin hızlı ve dengeli bir
iktisadi gelişmenin kendiliğinden doğmasına yol açacağı iddiaları
sonuç olarak aynı temel varsayımın iki değişik versiyonudur. Fakat
gelişme/kalkınma gibi çok boyutlu bir süreçte bu tarz indirgemeci bir
yaklaşımın, sürecin kapsamlı bir analizi noktasında yetersiz kalacağı
kuşkusuzdur.
Sosyal olguların çok boyutluluğundan hareketle bu
çalışmada, ekonomik kalkınma “insan merkezli” bir yaklaşımla ele
alınmaktadır. Toplumsal adaleti, yoksulluk sorununu, göz ardı eden
ve toplum katılımını sağlayamayan kalkınma girişimlerinin toplumsal
barışı sağlamayacağı gibi çatışmaları daha arttıracağı iddia edilmekte
ve riskleri olabildiğince ortadan kaldırmanın en temel yolu olarak
kalkınma sürecinde demokratik iyi yönetişim ilkesi, başka bir ifadeyle
kalkınmanın demokratikleştirilmesi savunulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2007 |
Gönderilme Tarihi | 12 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 8 Sayı: 2 |