Türkiye, 2011’den beri devam eden Suriye iç savaşından sosyal, siyasi ve iktisadi olarak en çok etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Ülkeye geçici koruma statüsü altında kabul edilen ve sayıları 3,5 milyonu aşan sığınmacıların işgücüne katılması, çeşitli sosyal, iktisadi ve akademik tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Suriyelilerin sosyal ve kültürel entegrasyonu, kamu harcamalarına ve makro iktisadi düzene etkileri, çalışma yaşamına katılmaları ve yerleştikleri bölgelerde arz-talep dengesini değiştirmeleri gibi konular bu tartışmaların odağında yer almaktadır. İşletme yönetimi bakış açısıyla gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı Suriyeli sığınmacılar ile aynı işyerinde çalışan Türk işçilerin, sığınmacılara karşı tutumlarını ölçmektir. Bu bağlamda öncelikle Suriyeli sığınmacıların ülkemizdeki statüsüne ilişkin kavram karmaşası giderilmiş, daha sonraki aşamada ise İstanbul ve Bursa’daki sanayi bölgelerinde, işyerinde sığınmacı çalışanlar olduğunu bildiren mavi yakalı işgücü ile nicel perspektiften bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, Türk çalışanların sığınmacıların etnik kökeni ve dinlerine yönelik negatif ve ayrıştırıcı bir tutumu bulunmamaktadır. Bununla birlikte sığınmacıların kültürel entegrasyonu ve makro iktisadi katkıları konusunda kayda değer çekinceler gözlemlenmiştir. İşletme performansının arttırılması, çalışma barışının ve pozitif örgüt ikliminin sağlanması ve yerel işgücü ile sığınmacıların iş birliği içerisinde çalışabilmesi için işletme yöneticileri ve politika yapıcıların üzerine önemli görevler düşmektedir.
Turkey is noted as one of the most affected countries from Syrian Civil War, which has been ongoing since 2011. A significant portion of approximately 3.5 million asylum seekers has joined work force in Turkey and this sparkled several social, economic and academic debates. Cultural and social integration of asylum seekers, their impact on government spending and macro-economic statistics are only a few example of heated discussions on Syrian asylum seekers. Main purpose of this study is to measure attitudes of Turkish workers working with asylum seekers, towars their Syrian colleagues. To begin with, authors first focused on defining legal status of Syrian asylum seekers in Turkey. Once the conceptual definitions are cleared, a quantitative field study has been conducted in Bursa and İstanbul industrial districts, where Syrian asylum seekers are intensively employed. Based on field study results, there is no evidence of racial and religious discrimination against Syrian asylum seekers at work place. However, local workers’ attitudes towards Syrian asylum seekers’ social and economic integration can be interpreted as negative. For a higher organizational performance, positive organizational climate and further co-operation of local and asylum seeker workers, policy makers and firm managers are expected to implement well designed integration measures.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mart 2020 |
Kabul Tarihi | 24 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 14 Sayı: 3 |