BibTex RIS Kaynak Göster

Alahan Manastırı. Eski Buluntular – Yeni Yorumlar

Yıl 2014, Sayı: 22, 381 - 444, 01.05.2014

Öz

Son birkaç yıl Roma ve Erken Bizans eyaletleri Kilikia ve Isauria’ya dair tarihi
ve arkeolojik ilginin yeniden canlanmasına tanıklık etmiştir. Kapsamı genişleyen
yüzey araştırmaları bu eyaletlerin sınırları, üst yapıları, yerleşmeleri kadar ekonomik ve dini gelişimleri hakkındaki bilgilerimizi arttırmıştır. Yine de özellikle
dağlık iç kısımlardaki nispeten az sayıdaki mevcut ve kazılmış kalıntılar bizi
bu konular üzerinde varsayımlarda bulunmaya zorlamaktadır. Araştırmaların şu
anki durumuna bakarsak çalışmalar için münferit maddi kalıntılara odaklanmak
ve bunları yakın tarihli yüzey araştırmaları tarafından çizilen genel resimde bir
yerlere yerleştirmek uygun görünmektedir. Bunu yapabilmek için bazı arkeolojik sit alanları ve anıtların yeniden derinlemesine incelenmesinde yarar vardır. Bu
makale, Toroslardaki Yukarı Göksu Vadisi’nde, Mut’un 23 km kuzeyinde bulunan
Alahan Manastırı’nı ele almaktadır. Silifke’yi Karaman’a bağlayan yolun 200 m
yukarısında bulunan Alahan, harika bir konum içinde birçok mimari kalıntıya
sahiptir. Bunlar Isauria’daki en ünlü Erken Hıristiyan şehir olması dışında iki
önemli özelliğidir. Burası 1955-1972 arasında Michael Gough tarafından kazılmış,
fakat kendisi kazıları ve nihai raporu bitiremeden vefat etmiştir. Gough ve ardından
gelen birçok bilim adamı Alahan kompleksinin I. Leo (457-474) tarafından başlatılmış ve Isauria’lı kökenleri dolayısıyla kendi memleketine para harcaması çok
muhtemel olan halefi Zeno (474-491) tarafından genişletilmiş bir inşa programının
parçası olduğunu düşünmüşlerdi. Öte yandan sit alanında imparatorca herhangi
bir desteğin verilmemiş olması –mesela ithal mermer kullanımı– ve kalıntılardaki
mimari süslemelerin üslup özelliklerine göre 6. yüzyıla tarihlendirilmesi sebebiyle
çeşitli itirazlar olmuştur. Bu makale münferit yapıların ya da bunlara ait kısımların rekonstrüksiyonu üzerine geçmiş yıllarda varılmış fikir birliğinden ayrılır.
Söz konusu yapılar arasında kompleksin batı ucundaki bazilika, özellikle de doğu
kısmı ve çatı örtüsü, şimdiye kadar açık bir alan olduğu düşünülen bir yerdeki sivil
mimari ve sözde Doğu Kilisesi olarak bilinen yapıya ait kulenin tartışmalı çatısına
ait basitleştirilmiş rekonstrüksiyon bulunmaktadır. Makalenin ikinci bölümü kompleksin yapı silsilesini yeniden ele almakta ve ilki 451-462 arasında diğeri de muhtemelen I. Iustinus (518-527) ya da I. Iustinianus (527-565) döneminde olmak üzere
iki inşa evresinin varlığını ortaya koymaktadır. Bu tespiti yapı evreleri arasındaki
önemli farkları daha da pekiştirmek üzere maimari süslemelerin karşılaştırmalı bir
incelemesi izlemektedir. Çalışmanın son kısmı ise yapı evrelerinin tarihlerini kaynakların imparatorluk ve bölgeyle ilgili verdikleri tarihi olaylarla ilişkilendirerek
Zeno’nun saltanatında Yukarı Göksu Vadisi’nin Michael Gough’ın düşündüğü gibi
huzurlu bir krallık olmadığını göstermektedir. Makaleden çıkan başlıca sonuçlar
Michael Gough’ın Alahan’la ilgili belgelemesinin etraflıca gözden geçirilmesi,
mevcut yapıların mimari açıdan yeniden değerlendirilmesi ve Gough’ın zamansız
ölümüyle yarım kalan kazıların tekrar başlamasına duyulan ihtiyaçtır

ALAHAN MANASTIR. ALTE BEFUNDE – NEUE DEUTUNGEN

Yıl 2014, Sayı: 22, 381 - 444, 01.05.2014

Öz

The past few years have seen a newly increased historical and archaeological
interest in the ancient Roman and early Byzantine provinces of Cilicia and Isauria.
Extended surveys have helped to widen our knowledge of their territories, infrastructure, and settlements as well as their economical and religious development.
Yet still, the comparatively little amount of extant and – even more important –
excavated remains, especially in the mountainous hinterland, forces us to hypothesize on these matters to a great extent. Given this state of research it seems appropriate to refocus on single material witnesses to reexamine them and try to locate
their position in the overall picture that these recent surveys have drawn. In order to
do so some of these archaeological sites and monuments need to be studied in depth
again. This article deals with the well-known site of Alahan monastery in the Upper
Göksu valley in the Taurus Mountains about 23 km north of Mut. Situated 300 m
above the route that links Silifke to Karaman the place is studded with architectural
remains in a beautiful setting; two facts that besides the uniqueness of the place account for its reputation as the most famous early Christian site in Isauria. The
place has been studied and excavated between 1955 and 1972 by Michael Gough
who unfortunately died before he could finish the excavations and the final report.
Gough and many scholars after him promoted the idea that the complex of Alahan
was part of an imperial building program initiated under the emperor Leo I. (457-
474) and extended under his successor Zeno (474-491) whose Isaurian descent
made him likely to have spent great amounts of money on his home province. On
the other hand, it has been argued that the site shows no traces of imperial patronage, e.g. the use of imported marbles, and that the architectural decoration of
the remains should rather be dated to the sixth century based on stylistic grounds.
In this article it is proposed that the reconstruction of single buildings or parts of
them differs from what has been the consensus in the past years. These include
the basilica at the western end of the complex particularly the eastern part of the
building and its roofing, a secular building in a spot that was up to now thought to
be an open space, and a simplified reconstruction of the much discussed roof above
the central tower that crowns the so-called East Church. The second part of the
article reexamines the building sequences of the complex and develops a scenario
of two building sequences, the first taking place between 451 and 462 and second
probably under the reign of either Justin I. (518-527) or Justinian I. (527-565).
This is followed by a comparative analysis of the architectural decoration to further
establish the significant differences between the building sequences and allow for a
more precise dating of them. The last part of this study attempts to fit the dates of
the building sequences to the historical events that the sources report for the empire
and the region of Isauria trying to show that at the time of the emperor Zeno the
Upper Göksu valley was not the ›peaceful kingdom‹ Michael Gough had thought it
to be. The foremost conclusions to be drawn from the ideas presented in this article
are the need for a thorough review of Michael Goughs documentation of his work
at Alahan, a new architectural analysis of the extant buildings, and the initiation
of new excavations that pick up where the untimely death of Michael Gough had
stopped them.

Toplam 0 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil İngilizce
Bölüm Araştırma Makalesi
Yazarlar

Norman Wetzıg Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 1 Mayıs 2014
Yayımlandığı Sayı Yıl 2014 Sayı: 22

Kaynak Göster

APA Wetzıg, N. (2014). ALAHAN MANASTIR. ALTE BEFUNDE – NEUE DEUTUNGEN. OLBA(22), 381-444.