Datça’ya 5 km. mesafede bulunan Hızırşah Köyü sınırlarında kalan, Knidos
yolu üzerindeki Yarıkdağ Mevkii’nde, bir dağ yamacının içe doğru kavisli 4.20
m genişliğindeki yüzeyinde tek bir sahneden oluşmuş Bizans dönemine ait duvar
resmi kalıntısı bulunmaktadır. Siyah renkli bir dış bordürle çerçevelenmiş olan
duvar resminde, kompozisyonun üst kısmı neredeyse sağlam olarak günümüze
gelmişken alt kısmı tamamen kazınmış olduğundan tanımsızdır.
Beş figürden oluşan sahnenin merkezine, taht üzerinde kucağının sol tarafına
çocuk İsa’yı oturtmuş olan Meryem tasviri yerleştirilmiştir. Halesinin iki yanında HӨЄΟ TOKOΣ yazıtı yer almaktadır. Meryem’in sağında ve solunda
baş melekler Gabriel ve Mikhael onlarında yanında azizlerden Demetrios ve
Polyeuktos ayakta ve cepheden olarak tasvir edilmişlerdir.
Meryem tasvirinin üst kısmında, yarım ay şeklindeki aureole içinde Meryem’in
halesine doğru uzanmış bir el görülmektedir. Meleklerin ve azizlerin adları halelerinin kenarlarında yer alan yazıtlardan okunmaktadır.
Bu mekânda Theotokos Meryem tasvirine yer verilmiştir. Efes Konsil’inden
sonra Theotokos niteliği kazanmış taht üzerinde oturan Meryem ve kucağında
çocuk İsa ikilisine aziz, melek ve bağışçılarında eklendiği kalabalık kompozisyonlu tasvirler yaygınlaşmaya başlamıştır. Datça’daki tasvir de bu kalabalık figürlü
düzenlemelerdendir. VI. yy’dan itibaren Meryem’e ilişkin yortuların kilisenin
resmi litürjisine girmeye başlaması ile birlikte, Meryem tasvirlerine bir takım sıfatlar da eklenmiştir. Bunlardan ilki koruyuculuk, diğeri aracılıktır.
Datça’da melek ve azizlerle çevrelenmiş taht üzerinde oturan Theotokos
Meryem ve çocuk İsa tasvirinde, kompozisyonun alt kısmı tamamen tahrip olduğundan bugünkü verilerle kesin bir şey söylemek çok güç olsa da, Meryem’in aracı
rolünde olduğuna işaret eden bir takım veriler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi, başmelek Mikhael’in Meryem ve çocuk İsa’ya doğru uzattığı, bugün büyük
bir kısmı tahrip olmuş durumdaki yazıtın üzerinde kalan ‘Biz (Başmeleklerin)…
ricalarını kabul et….’ ifadesidir. Bu tasviri, dönemsel özellikler bakımından XI.
yüzyılın ortalarına tarihlendirmek mümkündür.
Traces of Byzantine period wall painting belonging to a single scene are attested on the concave-curving hillside of 4.20 m. width at Yarıkdağ Mevkii on the road
to Knidos within the borders of Hızırşah village located 5 km. away from Datça.
This painting is framed with a black border and has survived almost intact in the
upper half while it is entirely chiseled off in the lower half, and thus indefinable.
The scene comprises five figures the middle one of which is the enthroned
Virgin with child Christ sitting on the left side of her lap. Her halo is flanked with
the inscription H ӨЄΟ TΟKΟΣ. She is flanked with the archangels Michael and
Gabriel and then saints Demetrios and Polyeuktos, all depicted standing and facing.
Above the figure of the Virgin is a half-moon shaped aureole with a hand stretching
toward the figure of the Virgin.
The names of the angels and the saints are given in writing next to their
haloes. This depiction of Virgin Theotokos is the type of Hodegetria. Enthroned
Virgin with child Christ in her lap assumed the title of Theotokos at the Council
of Ephesus and thereafter, depictions of her flanked with saints, angels and donors
started to increase. The Hodegetria depiction at Datça is one example of such
crowded compositions. With the introduction of feasts related with the Virgin as
of the sixth century, depictions of the Virgin were given some epithets – the first
epithet is protector and the second one is mediator.
The Virgin Theotokos composition, at Datça, in the role of the Hodegetria
flanked with the angels and saints contains some evidence regarding the mediator
role of the Virgin although it is difficult to speak sharply as the lower half of the
scene is entirely damaged. The most important evidence at hand is the partially
legible inscription above the archangel Michael who stretches his hand toward
the Virgin and the child Christ: “Accept the requests of us... (archangels)…” This
depiction can be dated to the middle of the eleventh century according to its technique and stylistic features.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 18 |