Batı Anadolu’nun ihmal edilmiş bir bölgesinin araştırma eksikliğini kapatabilmek, başlangıçtan Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar bölgenin iskân sürecini ve arkeolojik alanları peyzaj arkeolojisinin kuramsal yaklaşımlarıyla belgelemek ve yorumlamak amacıyla, İzmir ilinin Karaburun ilçesinde 2015 yılından itibaren bir yüzey araştırması yürütülmektedir. Karaburun Arkeolojik Yüzey Araştırması adıyla Ege Üniversitesi tarafından sürdürülen çalışmalar çerçevesinde geniş bir alanda yaygın yaya yüzey araştırması tekniğiyle tarama yapılmıştır. Bu çalışma süresince Karaburun ilçesinin Doğu sahilleri boyunca ve ayrıca acil incelemesi uygun görülen alanlarda yaygın yaya yüzey araştırması yöntemiyle arazi çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 2015-2018 yılları arasında belirlenen toplam 105 arkeolojik alanda başta mimari öğeler ve seramik parçaları olmak üzere çok çeşitli buluntular tespit edilmiştir. Alanların büyük bir bölümü Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemine ait olmakla birlikte, Bizans, Roma, Hellenistik, Demir Çağı, Tunç Çağı, Kalkolitik Dönem, Neolitik Dönem, Mezolitik Dönem, Epipaleolitik Dönem ve Paleolitik Dönemlere ait arkeolojik buluntulara rastlanmıştır. Bu makale kapsamında Roma Dönemine tarihlenen toplam 16 alandan seramik malzeme incelenmiştir. Bu alanlar içinde özellikle Balıklıova-Sıcabük, Engicili, Boyabağ ve Ulucabük gibi alanlarda yoğun Roma Dönemi seramiği ve mimari yapılarıyla karşılaşılmıştır. Ancak, bu alanların sahil şeridinde yer alması, suyun ve hava şartlarının oluşturmuş olduğu aşındırmaya bağlı olarak nitelikli malzeme toplanmasına engel olmuştur. Buna karşın, malzeme grupları içinde Çandarlı (Doğu Sigillata C) ve Phokaia üretimi seramik malzemenin yanı sıra, oldukça çok sayıda çatı kiremidi ve cüruf parçaları belirlenmiştir. Ayrıca, yoğun olarak amphora parçaları ve olasılıkla yerel üretime işaret eden kaba malzemeler de gözlemlenmiştir. Söz konusu malzeme, arkeolojik araştırmalar bakımından ihmal edilmiş olan bu bölgenin Roma Dönemine ışık tutacak özellikler barındırmaktadır. Malzemelerin değerlendirilmesi, bölge üretimleri ya da ithal üretimlerin belirlemekle kalmamış, tespit edilen işlikler ve fırınlar, Karaburun’a özgü yerli üretimlerin de var olabileceğini göstermiştir. Ayrıca, tespit edilen Erken ve Geç Roma Dönemi malzemelerinin, bölgenin Roma Dönemi boyunca iskân süresini ve yoğunluğuna dair bilgiler sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak, malzemenin yüzeyden ele geçmesine bağlı olarak stratigrafik bir değerlendirme mümkün olmamıştır. Bunun sonucunda malzeme tarihlendirilmesinde daha çok tipolojik gelişim, morfolojik özellik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 27 |