Günümüzde Türkiye ile Yunanistan sahilleri arasında bir iç deniz olarak yer alan kadim Ege
Denizi, Eskiçağdan günümüze değin pek çok uygarlık nezdinde son derece dinamik bir etkileşim
merkezi özelliğine sahip olmuştur. Bu doğrultuda, birbirinden farklı rotalar üzerinde seyrüseferlerini gerçekleştiren denizciler veya seyyahlar ya da onu uzaktan gözlemleyen coğrafya bilginleri
daimi bir şekilde bu etkileşim merkezini tanımlama ve adlandırma uğraşı içinde olmuşlardır.
Bu uğraş kapsamında Ege Denizi kimi zaman efsanelere konu olmuş bir kralın (Aigeus), kimi
zaman bir amazonun (Aigē?) kimi zamansa bir hekatonkheirosun (= Aigaiōn) ismiyle özdeşleştirilmiş, böylelikle mitografik unsurlar ile bütünleştirilerek isimlendirilmiştir. Ege Denizi’nin
adlandırılmasına yönelik mevcut entelektüel çabalar yalnızca mitografik temelli anlatılar özelinde
şekillenmemiştir. Öyle ki, söz konusu denize ait karasularının üzerinde yer alan ada-adacıkların
ve de kayalıkların keçi ya da tekeleri andıran görünümü de bazı klasik yazarlar tarafından zaman
zaman gündeme getirilmiştir. Aynı şekilde denizdeki bir adanın mı yoksa kıyısındaki bir kentin
mi (= Euboia Adası’ndaki Aigai kenti gibi) bu denize isim vermiş olabileceği hususu da tartışma
konusu edilmiştir. Sonuç itibarıyla Ege Denizi’nin adlandırılması özelinde ileri sürülen görüşler
periyodik bir döngü içerisinde ya dönüşerek ya da benzeşerek birbirini takip etmiştir. Öyle ki, ilgili
denizin karasularında veya kıyılarında hâkimiyet oluşturma iddiası güden toplumlar ya da kavimler
hâkimiyet iddiaları gereği bu denizi kendi örflerine özgü unsurlar vasıtasıyla adlandırmaya ve
anlamlandırmaya çalışmıştır. Böylece Ege Denizi adlandırmaları hakkında külliyatlı bir klasik
veri yekûnu oluşmuştur. Birçok Eskiçağ yazarının farklı konularda kaleme alınmış eserlerine
ait sayfaların ya da çeşitli yazıtların satırlarının aralarında bu verilere ulaşmak mümkündür. Bu
kapsamda Eskiçağ Thalassografisi Çerçevesinde ‘Ege Denizi’ Adlandırmaları başlığıyla kurgulanan bu makalede ‘Ege’ teriminin tarihsel süreç bağlamında ortaya çıkışı ve günümüze ne şekilde
ulaştığı gibi hususlar irdelenecektir. Bu irdeleme çerçevesinde klasik metinler kronolojik bir
düzlem dâhilinde mercek altına alınacak ve ulaşılan veriler ilgili döneme özgü filolojik bulgularla
karşılaştırılacaktır. Bu minvalde Αἰγαῖον πέλαγος (= Aigaion Pelagos), Αἰγαῖος πόντος (= Aigaios
Pontos), mare Aegaeum ve Arkhipelagos/Archipelagus gibi spesifik adlandırmalar çerçevesinde
çeşitli Hellence ve Latince kaynaklar analiz edilecek, akabindeyse ulaşılan sonuçlar historiyografik
ve mitografik açılardan değerlendirme altına alınacaktır. Böylelikle, kıyılarına paydaşlık etmekte
olduğumuz kadim Ege Denizi’nin isimlendirilmesine etkide bulunabileceği düşünülen tüm onomastik görüşler ortak bir perspektifte irdelenecektir. Bu doğrultuda özelde günümüze kadar geniş
bilimsel çevrelerden atıf almakta olan ‘Ege Denizi’nin efsanevi Atina kralı Aigeus’tan ismini almış
olduğu’ savı tartışılacak, geneldeyse ilgili savdan bağımsız diğer onomastik görüş ve tespitler
kapsamlı bir biçimde sorgulanacaktır.
Eskiçağ Thalassografisi Ege Denizi Aigaion Pelagos Aigaios Pontos Mare Aegaeum Archipelagus.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: XXIX Sayı: XXIX |