Bu çalışma, 2023 yılındaki 6 Şubat depremleri sonrasında kriz etiği ve toplumsal cinsiyetin medya söylemindeki yansımalarını incelemektedir. Vagon Problemi metaforundan hareketle, afet anlarında kaynak tahsisi ve etik ikilemlerin toplumsal cinsiyet boyutuyla nasıl kesiştiği araştırılmaktadır. Araştırma, GDELT GKG veri setine dayalı büyük veri analizi yoluyla yürütülmüş; haber yoğunluğu, duygu tonu ve toplumsal cinsiyetle ilişkili temalar nicel olarak değerlendirilmiştir. Bulgular, Hatay’da haber yoğunluğunun diğer illere kıyasla anlamlı ölçüde daha yüksek olduğunu, haber tonunun genellikle bilgi aktarımına odaklanan istikrarlı bir seyir izlediğini ve toplumsal cinsiyet temalarının yalnızca sınırlı ve parçalı bir görünürlük kazandığını ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar, kriz dönemlerinde medyanın duygusal veya eşitlikçi bir dil yerine operasyonel bilgiye öncelik verdiğini ve kadınların özgül ihtiyaçlarının yeterince temsil edilmediğini göstermektedir. Çalışma, Vagon Problemi’nin kriz yönetiminde etik ve toplumsal cinsiyet temelli kırılganlıkları görünür kıldığını vurgulamakta; medya söyleminin ve buna bağlı kriz yönetimi pratiklerinin yalnızca nicel yoğunlukla değil, aynı zamanda nitel eşitlik boyutlarıyla da değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Bu yolla, kriz sonrasında toplumsal tahayyülü dönüştürmeye katkı sağlayabilecek etik bir kriz yönetimi modelinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır.
Kriz Etiği Vagon Problemi 6 Şubat Depremi Toplumsal Cinsiyet GDELT
This study examines the reflections of crisis ethics and gender in media discourse following the February 6, 2023 earthquakes. Building on the Trolley Problem metaphor, it explores how resource allocation and ethical dilemmas intersect with gender dimensions in times of disaster. The research was conducted through a big data analysis based on the GDELT GKG dataset, quantitatively assessing news density, sentiment tone, and gender-related themes. The findings reveal that news intensity was significantly higher in Hatay compared to other provinces, that sentiment tone generally remained stable with a focus on information delivery, and that gender themes attained only limited and fragmented visibility. These results demonstrate that, in times of crisis, media prioritized operational information over emotional or equality-oriented discourse, and that women’s specific needs were insufficiently represented. The study underscores how the Trolley Problem highlights ethical and gender-based vulnerabilities in crisis management; it further argues that media discourse and related crisis management practices should be evaluated not only in terms of quantitative intensity but also through the lens of qualitative equity. In doing so, the study contributes to the development of an ethical crisis management model capable of transforming the post-disaster social imagination.
Crisis Ethics Trolley Problem February 6 Earthquake Gender GDELT.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Kadın Araştırmaları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 26 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 28 Ekim 2025 |
| Erken Görünüm Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: Special Issue: Crisis Entangled – Reimagining the Social in Turbulent Times |