Aim:
In this study,
we aimed to provide guidance on the empirical antibiotic treatment and
determine antibiotic resistance rates of extended
spectrum beta-lactamase (ESBL)
and inducible beta-lactamase (
IBL) producing bacteria isolated from
upper and lower respiratory specimens
in the outpatients and hospitalized patients.
Materials
and Methods: Respiratory specimens
sent in a
two-year period between August
2015 and July 2013 were evaluated retrospectively in Izmir
Katip Celebi University Atatürk
Education and Research Hospital Microbiology
Laboratory. Identification and antimicrobial susceptibilities
of the isolates were determined by conventional methods and BD
Phoenix 100 (Becton-Dickinson, ABD) automated
systems. Antibiotic
susceptibilities were established by disk diffusion and were evaluated
according to the Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI) criteria in
2011-2014 and EUCAST criteria in 2015.
Results:
A total of
299 strains isolated from respiratory samples, including 226 ESBL and 73 IBL positive strains were analyzed retrospectively. The most common ESBL-producing
strains were found to be Klebsiella
pneumoniae and Escherichia coli. All of IBL-positive strains were found to be Pseudomonas aeruginosa. ESBL and IBL
positive strains were found in
the highest resistance to trimethoprim-sulfamethoxazole. Cefoperazone-sulbactam
and piperacillin-tazobactam resistance rates were
found to be quite high in both groups.
Conclusion:
Empirical antibiotic choices are quite restricted due
to the increase in the rate
of beta-lactamase-producing bacterial isolation. The treatment failure
will be reduced with the appropriate use of empirical antibiotic treatment by determining the resistance ratio of
these strains against other antibiotics.
Amaç:
Bu
çalışmada hastanemizde ayaktan ve yatarak takip edilmiş hastaların üst ve alt
solunum yolu örneklerinden izole edilen genişlemiş spektrumlu
beta-laktamaz (GSBL) ve indüklenebilir
beta-laktamaz (IBL)
üreten bakterilerin çeşitli antibiyotiklere direnç oranlarının belirlenmesi ve
ampirik antibiyotik tedavisine yol göstermesi amaçlanmıştır.
Yöntem:
İzmir
Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi
Mikrobiyoloji Laboratuvarı’na Temmuz 2013 ile Ağustos 2015 tarihleri arasındaki
iki yıllık dönemde gönderilen solunum yolu örnekleri retrospektif olarak
incelenmiş, antibiyotik duyarlılıkları konvansiyonel yöntemler ve BD Phoenix
100 otomatize sistemi (Becton-Dickinson, ABD) kullanılarak belirlenmiştir. Antibiyotik duyarlılığını
belirlemede zon çapları 2010-2014 tarihleri arasında CLSI, 2015 yılında EUCAST
kriterleri doğrultusunda değerlendirilmiştir.
Bulgular:
Solunum yolu örneklerinden izole edilen 226 adet GSBL ve 73 adet IBL pozitif olmak
üzere toplam 299 suş retrospektif olarak incelendi. GSBL üreten suşlar arasında
en sık izole edilenler Klebsiella
pneumoniae ve Escherichia coli
iken IBL üreten suşların tümü Pseudomonas
aeruginosa olarak bulundu. Trimetoprim-sulfametoksazol, hem GSBL hem de IBL
üreten suşlarda en yüksek direnç oranına sahip antibiyotik olarak bulunurken,
sefaperazon-sulbaktam ve piperasilin-tazobaktama karşı direnç oranlarının da her
iki grupta oldukça yüksek seyrettiği saptandı.
Sonuç:
Beta-laktamaz
üreten dirençli bakterilerin izolasyon oranlarındaki artış, kullanılabilecek
ampirik antibiyotik seçeneklerini oldukça kısıtlamaktadır. Bu suşların diğer
antibiyotiklere karşı direnç oranlarını belirlemek, özellikle ampirik tedavide
uygun antibiyotiğin seçilerek tedavi başarısızlığının önüne geçmeyi
sağlayacaktır.
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
---|---|
Bölüm | Araştırma makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 9 Sayı: 4 |
e-ISSN: 2548-0251
The content of this site is intended for health care professionals. All the published articles are distributed under the terms of
Creative Commons Attribution Licence,
which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.