Demokrasi, Türk siyasi tarihinde yüz elli yıllık bir geçmişe sahiptir. Meşrutiyet’in az öncesinde başlayan demokrasi mücadelesi, Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin gayretiyle ortaya çıkmış ve “meclis” kavramıyla hayat bulmuştur. Bu dönemde ismi en çok öne çıkan kişi hiç kuşkusuz Namık Kemal olmuştur.
Namık Kemal, fıtratının ve yetişme şeklinin gereği olarak eleştirel düşünceye açık ve dışa dönük bir kişidir. Tercüme Odası’nda çalışmaya başlaması, burada Şinasi ile tanışması, Fransızca öğrenmesi ve Avrupa’yı görmesi itibariyle Batılı fikirlere ve yeniliklere açık yetişmiştir. Namık Kemal böylelikle mizacının getirdiği mücadele gücüyle birlikte daima yeni fikirler peşinde koşmuş, bir aydın sorumluluğu ile düşüncelerini idareyle ve halkla paylaşmıştır. Diğer taraftan gazetelerde ve edebî mahsullerinde işlediği fikirleri ile yaşadığı dönemden günümüze kadar uzanan bir çizgide Türk siyasal ve sosyal hayatına tesir etmiştir.
Namık Kemal, devlet yönetimiyle ilgili olarak “meşrutiyet”i savunmuştur. Meşrutiyet, padişahın altında bir meclisin varlığını öngören yönetim biçimidir. Osmanlı devlet yapısını ve çağın ruhunu göz önünde bulundurduğumuzda o günlerdeki meclis talebinin bugünkü demokrasinin nüvesi olduğunu çok net bir biçimde ifade edebiliriz. Çalışmamızda meşveret kavramı ve meclis düşüncesinin Namık Kemal’in fikir ve hareket dünyasındaki karşılığını aramaya çalışacağız.
Democracy has a history of one hundred and fifty years in Turkish political history. The struggle for democracy, which started just before the Constitutional Monarchy, emerged with the efforts of the New Ottomans Society and came to life with the concept of "parliament". The most prominent figure in this period was undoubtedly Namik Kemal.
Namik Kemal is open to critical thinking and extroverted as a requirement of his nature and upbringing. He was raised open to Western ideas and innovations as he started working at the Tercüme Odası, met Şinasi, learned French and visited Europe. Thus, Namik Kemal always pursued new ideas with the fighting power of his temperament. With the responsibility of an intellectual, he shared his thoughts with the administration and the public. On the other hand, he influenced Turkish political and social life in a line extending from his time to the present day with his ideas in newspapers and literary works.
Namik Kemal defended "constitutionalism" in relation to state administration. Constitutionalism is a form of government that envisages the existence of a parliament under the sultan. Considering the Ottoman state structure and the spirit of the age, we can clearly state that the demand for a parliament in those days was the nucleus of today's democracy. In our study, we will try to find the counterpart of the concept of meşveret and the idea of parliament in Namik Kemal's world of thought and action.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Düşünce Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2023 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 17 - Haziran, 2023 |
İndeksler / Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD, İdealOnline ve Scilit tarafından dizinlenmektedir.
Dergimizde yayımlanan makaleler, aksi belirtilmediği sürece, Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası (CC BY 4.0) ile lisanslanır. Dergiye yayımlanmak üzere metin yollayan tüm yazar ve çevirmenlerin, gönderdikleri metnin yegâne telif sahibi olmaları ya da gerekli izinleri almış olmaları beklenir. Dergiye metin yollayan yazar ve çevirmenler bu metinlerin CC BY 4.0 kapsamında lisanslanacağını, aksini sayı editörlerine en başında açıkça beyan etmedikleri müddetçe, peşinen kabul etmiş sayılırlar.