Amaç: Anal fissürün etiyolojisi hakkında çeşitli
teoriler olmasına rağmen genel bir fikir birliği bulunmamaktadır. En popüler
teorilerden bir tanesi kabızlık ve sert gaitaya sekonder anal kanal travması ve
buna bağlı mukozal yırtılma ile anal fissürün geliştiğidir. Bu çalışmada anal fissür tanısı konulan hastalarda başlangıçta
eşlik eden kabızlığı araştırmayı ve anal fissür ile kabızlık arasındaki olası
ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve
Yöntem: Akut anal fissür tanısı
konulan hastalar başvuru yaşları, yakınmaları, anorektal muayene özellikleri,
fissür veya fissürlerin anatomik lokalizasyonları bakımlarından
değerlendirildi. Anal fissüre eşlik eden fonksiyonel kabızlık Roma IV
kriterleri uygulanarak değerlendirildi
ve tanı bu şekilde konuldu.
Bulgular: En sık başvuru yakınması rektal kanamaydı. Popo
temizliği yapılan mendil veya peçetede kan görülmesi olguların %69,6’ sında
mevcut iken gayta üzerinde kan görülmesi olguların % 20,6’ sında bulunmaktaydı.
Roma IV kriterlerine göre hastaların % 8,8’ inde kabızlık saptandı.Yapılan fizik muayenede anal fissür, hastaların %
10,7’ sinde anterior duvarda, % 8,8’ inde lateral duvarda, % 72,5’ inde ise
posterior duvarda tespit edildi.
Sonuç: Bu çalışmada tespit edilen anal fissüre eşlik
eden kabızlık oranı mevcut literatürde sağlıklı çocuklarda tespit edilen
kabızlık oranlarından daha yüksek değildi. Bu sonuçlar çocuklarda anal fissür etiyolojisini
açıklamada kabızlık ve sert gaita teorisinin yetersiz kalabileceğini
düşündürmüştür. Bu
nedenle anal fissür etiyolojisinde yüksek bazal internal sfinkter basıncı ve
buna bağlı iskemi gibi diğer teorileri akılda tutmak gerekir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ocak 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2019 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 13 Sayı: 1 |