The definition of something is the declaration of a claim that the thing being defined exists. Thus, the subject of the definition gains legitimacy by becoming an object of research. On the other hand, definition is to determine the boundaries of a previously uncertain issue and to make it possible to talk about it. Eleatic philosophers, notably Parmenides, witnessed the motion firsthand but did not find it worth to describe it. Their thesis about the non-existence of motion was essentially a manifestation of prejudice based on the impossibility of determining a limit for motion. Aristotle, on the other hand, attempted to define motion, reintegrating it into being, and thus giving it a legitimacy as an object of investigation. This approach of Aristotle is a unique example in terms of revealing the importance and mission of definition among research methods.
Bir şeyin tanımlanması, tanımlanan şeyin var olduğuna ilişkin bir iddianın deklarasyonudur. Böylelikle tanımın öznesi, bir araştırma nesnesine dönüşerek meşruiyet kazanır. Öte yandan tanım, sınırları önceden belirsiz olan bir meselenin sınırlarını tayin ederek onun hakkında konuşulmayı mümkün kılmaktır. Başta Parmenides olmak üzere Elealı filozoflar, devinime ilk elden tanıklık etseler de onu tanımlamaya değer bulmadılar. Devinimin var olmadığına ilişkin tezleri, esasında devinene ilişkin bir sınır belirlenmesinin imkansızlığına dayanan önyargının tezahürüydü. Aristoteles ise devinimi tanımlamaya girişerek, onu tekrar varlığa entegre etmiş ve böylece bir soruşturma nesnesi olarak ona bir meşruiyet kazandırmıştır. Aristoteles'in bu yaklaşımı, araştırma yöntemleri içerisinde tanımın önemi ve misyonunu ortaya koyması bakımından eşsiz bir örnektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Ağustos 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ağustos 2022 |
Kabul Tarihi | 8 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 51 |