Yabancı sermayeli bankalar bulundukları ülke ekonomilerine olumlu
katkı sağlamalarının yanında olumsuz etkileri de bulunabilmekte,
özellikle kriz dönemlerinde kendi karlarını artıran ancak krizi
tetikleyen davranışlarda bulunabilmektedirler. Bu banka grubunun
sektördeki payının düşük olması nedeniyle krizlerin kaynağı olarak
gösterilemeyeceğini savunan görüşler bulunmaktadır. Yabancı
sermayeli bankalar gelişmekte olan ülke piyasalarına şube (genel
müdürlük) açarak veya bankaların hisselerini satın alarak
girebilmektedirler. Bu çalışmada Türkiye’deki yabancı sermayeli
bankaların 2015 yılındaki durumu incelenmiş, incelemede oran analizi
kullanılmıştır. Oran analizi özellikle karşılaştırmalar için kullanılan
anlaşılır ve yaygın bir teknik olması nedeni ile tercih edilmiştir.
Türkiye’de yabancı sermayeli bankaların sektördeki payları 2014
yılında %15,4 iken 2015 yılında %26,9’a çıkmıştır. 2015 yılındaki
verilere göre Türkiye’de kurulmuş yabancı sermayeli bankaların
%21,2’si satın alma yolu ile Türkiye’deki faaliyetlerine başlamışlardır.
2015 yılı için incelenen şube sayısı ve personel sayısı ile aktif büyüklüğe
göre, kredilere göre, mevduata göre ve karlılığa göre sektör payları
dikkate alındığında yabancı sermayeli bankalar grubuna 2015 yılında
geçen Garanti Bankası, 2006 yılında geçen Denizbank ve Finans Bank
ilk üç sırayı almıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2017 |
Gönderilme Tarihi | 2 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 1 |