İnsan hayatının son bölümünü oluşturan yaşlılık döneminin kendine has biyolojik, sosyal ve psikolojik özellikleri bulunmaktadır. İnsan gelişiminin de son safhasını oluşturan bu dönemi her insan farklı şekilde deneyimler. Bu araştırmada, TRT'de yayınlanan ve yaşlı insanlarla yapılan röportajları içeren "Ömür Dediğin" isimli belgesel içeriğinin 10 bölümü yazılı hali içerik analizine tabi tutulmuş ve yaşlı insanların hayatları ve yaşlılık süreçleriyle ilgili ifadeleri fenomonolojik bir bakış açısıyla analiz edilmiştir. Yapılan içerik analizinde yaşlı insanların yaşlılık dönemlerinde deneyimledikleri duygu ve olgular on beş tema altında özetlenmiştir. Bunlar: Yalnızlık, Eksiklik Duygusu, Özlem, Yoksulluk, Şükür, Kabullenme, Cesaret, Tevekkül, Memnuniyet, Minnettarlık, Köklendirme, Endişeler, Korkular, Şikâyetler ve Üzüntüler. Yapılan analiz sonucunda yaşlılık dönemindeki insanların dini inançlarının yaşanan zorluklara karşı bir dayanak ve direnç kaynağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yaşlılık dönemindeki insanlar daha az maddiyatçı eğilimler sergilerken daha çok manevi temelli bir duruş içinde oldukları ölüm üzerine sıkça düşündükleri ama inançlarından dayanak alarak ölüm olgusuyla barışık oldukları sonucuna varılmıştır.
The phenomenon of migration is not merely a physical relocation but a complex process that necessitates the reconstruction of cultural, social, and emotional ties. In this context, digital platforms emerge as significant tools that enable migrants to maintain connections with their past while adapting to new societies. Digital technologies transcend physical distances, facilitating seamless communication and allowing individuals to sustain their cultural ties with their homeland. However, excessive use of these digital tools increases the risk of digital dependency, leading to the superficiality of social bonds rather than their deepening. This study explores the effects of digital dependency on the social bonds and communication practices of migrants. Findings reveal that digital dependency may hinder migrants' relationships with their new social environments, reduce face-to-face interactions, and result in negative outcomes such as loneliness and social isolation. On the other hand, balanced use of digital technologies can help migrants preserve connections with their homeland while fostering meaningful relationships in their new communities. The study underscores the importance of conscious and moderate use of digital platforms to positively influence migrants’ social integration processes.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yaşlılık Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 2 |