Âşıklık, içerisinde müzik, şiir ve hikâye anlatımı gibi sanatsal edimleri barındıran,
kökleri Türklerin, İslam öncesi dini pratiklerinin de icra edildiği Kamlık kurumuna dayanan ve
günümüzde de, muhtelif işlevsel değişiklerle, aktif olarak sürdürülen bir gelenektir. Âşıkların
sanatsal edim bakımından en ayırt edici özelliği, katıldıkları icra ortamlarında doğaçlama şiir
düzmeleridir. Âşıklık geleneğinde, doğaçlama ifadesi fasıllarda icra edilen söz unsuru için
kullanılır. Bu fasıllarda belirlenen bir kafiye ve hece kalıbı ile belirli konularda oluşturulan şiir,
âşıklarca saz eşliğinde icra edilir ve bu yolla maharet sergilenmiş olur. Doğaçlama düzülen
söze eşlik edecek olan müzik ise aşığın dağarcığında bulunan kalıp ezgilerden seçilir. Bu
ezgilerin geneline âşık havaları denmektedir. İlk bakışta icranın müzik kısmında bir
doğaçlamadan bahsedilemez ancak sahne psikolojisi, maharet sergileme kaygısı ve işlenen
konunun etkisi ile müzik unsurunda da mevcut yapının dışına çıkıldığı görülebilmektedir.
Müzik icrasında meydana gelen bu değişikliklerin neden ve sonuçları, geleneğe ve içinde
bulunulan müzikal yapıya etkileri, bu çalışmanın kapsamını belirlemektedir. 2012 yılında
tarafımızdan gerçekleştirilen alan araştırmasında elde ettiğimiz görüntülerden de örneklerin
sunulacağı çalışmada, Âşıklık geleneğinin Türk halk müziği içerisindeki temsil kabiliyeti ve
önemi irdelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | İnceleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 4 Sayı: 3 |
Yazarlarımızın editöryal süreçlerin aksamaması için editöryal emaillere 3 gün içinde yanıt vermeleri gerekmektedir.