East and West, which are among the important concepts of the history of civilization, are inevitably used in historiography when talking about the long historical past of a wide geography. East-West relations, which continue from history to the present day and maintain their actuality and importance, are suitable to be analyzed as a history of existence. In this context, the emergence of concepts, their mental constructions, their place in the literature, and their acquisition of meaning in the context of the history and writing of civilization arouse curiosity. In addition, the existence of the other in the self-definition of the East and the West carries a different value for the definition/definition. Although their geographical boundaries are approximately known today, it is very difficult to draw precise boundaries between the East and the West due to their abstract content and ideological-sociological existence. In this context, it is necessary to evaluate these concepts, which go beyond being a mere word and have been shaped together in the long historical past, shaping each other and labeling two different civilizations, in the context of their historical adventures. While this evaluation is partial in many studies, it is in need of a deeper examination in the context of civilizations and historiography. The aim of this study is to evaluate the development processes of the concepts with their historical development as well as their use in civilizations.
Medeniyet tarihinin önemli kavramları arasında yer alan Doğu ve Batı, tarihyazımında geniş bir coğrafyanın uzun tarihi geçmişinden bahsederken ister istemez kullanılmaktadır. Tarihten bugüne devam eden, güncelliğini ve önemini koruyan Doğu-Batı ilişkileri bir var oluş tarihi olarak incelenmeye müsait yapıdadır. Bu bağlamda kavramların ortaya çıkışı, zihni inşaları, literatürde yer edinişleri, medeniyet tarihi ve yazımı bağlamında anlam kazanımları merak uyandırmaktadır. Ayrıca Doğu’nun ve Batı’nın kendini tanımlayışında yekdiğerinin varlığı tanımın/tanımlamanın yapılması için farklı bir değer taşımaktadır. Coğrafi sınırları yaklaşık olarak bugün bilinmekle birlikte Doğu ile Batı arasına kesin sınırların çizilmesi soyut içerikleri, ideolojik-sosyolojik varlıkları sebebiyle oldukça zordur. Bu bağlamda sade bir kelime olmanın ötesine geçerek uzun tarihi geçmiş içerisinde birlikte şekillenen, birbirini şekillendiren ve iki farklı medeniyeti etiketleyen bu kavramların, tarihi serüvenleri bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme pek çok çalışmada kısmi manada yer alırken medeniyetler ve tarihyazımı bağlamında daha derin bir incelemeye muhtaç durumdadır. Bu çalışmada yapılmak istenen tarihi gelişimlerinin yanı sıra medeniyetlere matuf kullanımları ile kavramların gelişim süreçlerini değerlendirmeye tabi tutmaktır
| Birincil Dil | Türkçe | 
|---|---|
| Konular | İslam Tarihi ve Medeniyeti | 
| Bölüm | Araştırma Makaleleri | 
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 26 Ekim 2025 | 
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 | 
| Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2025 | 
| Kabul Tarihi | 8 Temmuz 2025 | 
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 16 |