Hikâye türünün gelişmesinde önemli katkıları bulunan Guy de Maupassant’ın eserlerinde kendi hayatının yansımaları görülür. Akıl sağlığını genetik yapısına da bağlı olarak zamanla kaybetmeye başlayan Maupassant’ın yazdıklarının birer deli saçması görülmesi de ironiktir. Onun eserlerinde “deli (fou)” kelimesinin sıklıkla geçmesi tesadüf değildir. Akıl hastalıklarına ve hastalara karşı ilgi duymuş olan Maupassant, bir akıl hastanesinde hem dersler alır hem de delileri gözlemler. Bu gözlemler neticesinde hikâyeler kaleme alır. Bayan Hermet hikâyesi bunlardan biridir. “Deliler beni çeker.” cümlesi ile başlayan hikâye, deliliğe dair bilgiler de içerir. Türk hikâyeciliğinin modernleşmesi noktasında önemli bir isim olan Halit Ziya Uşaklıgil’in Samipaşazade Sezai’nin hikâyelerinden etkilendikten sonra yöneldiği yol, onu Maupassant’ın olay hikâyesi olarak bilinen hikâye anlayışına kadar götürür. Halit Ziya, tıpkı Maupassant gibi kendi hayatından esinlenmesinin yanı sıra çevresinde olup biteni gözlemleyerek hikâye konularını belirler. Ayrıca okuduğu başka yazarlardan da etkilendiği görülebilir. Bu doğrultuda onun eserlerinde metinlerarası ilişkiler aranabilir. Halit Ziya’nın hikâye kaynakları arasında bahsi geçen unsurların yanında Maupassant’dan okudukları ve ondan gelen etkiler olduğu söylenebilir. Zaman zaman konu ve karakter benzerliğine kadar varan bu etkiler, Halit Ziya’nın “Deliler Evinde” adlı hikâyesinde somutlaşır. Her iki hikâye arasında başta deliliğe dair olmalarından dolayı doğan benzerlik karakterlere verilen isimler ile pekiştirilir. Bu çalışmada iki hikâyecinin edebî anlayışlarının ortaklıklarından ve söz konusu hikâyeleri arasındaki benzerliklerin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Böylece Halit Ziya’nın üzerindeki Maupassant etkisi kanıtlarıyla birlikte gösterilmiş olacaktır.
The reflections of his own life are seen in the works of Guy de Maupassant, who has made important contributions to the development of the short story genre. It is also ironic that the writings of Maupassant, who started to lose his mental health over time due to his genetic structure, are seen as mad. It is not a coincidence that the word "fou" is frequently used in his works. Having an interest in mental illness and the sick, Maupassant both takes classes and observes the insane in a mental hospital. As a result of these observations, he writes short stories. Miss Hermet is one of them. The story that begins with the sentence “Madness attract me” also includes information about insanity. Halit Ziya Uşaklıgil, who is an important name in the modernization of Turkish storytelling, was influenced by Samipaşazade Sezai's stories, and the path he took leads him to Maupassant's understanding of story, known as the event story. Halit Ziya, like Maupassant, determines the story topics by observing what is happening around him, as well as being inspired by his own life. It can also be seen that he was influenced by other writers he read. In this direction, intertextual relations can be searched in his works. It can be said that among the story sources of Halit Ziya, besides the elements mentioned, there are the influences that he read from Maupassant. These effects, which sometimes reach the similarity of the subject and character, are embodied in Halit Ziya's "Deliler Evinde". The similarity between the two stories, primarily due to the fact that they are about madness, is reinforced by the names given to the characters. In this study, the commonality of the literary understandings of the two storytellers and the comparison of the similarities between the aforementioned stories are included. Thus, the influence of Maupassant on Halit Ziya will be shown with the evidence.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 27 |